Großes potential Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Großes Potential.
Er hat großes Potential.
Großes Potential.
Yüksek potansiyel.Daß eure Spezies großes Potential hat.
Türünüz büyük potansiyele sahip.Großes Potential bringt Verantwortung mit sich.
Ve büyük potansiyel büyük sorumluluk getirir.Euer Produkt hat großes Potential.
Ürününüzün büyük bir potansiyeli var.Ich sehe großes Potential in dieser Unternehmung.
Bu girişimde bir hayli potansiyel görüyorum.Afrikanisches Kino hat großes Potential.
Hattest großes Potential gehabt.
Çok büyük bir potansiyelin vardı.Junge Designer haben großes Potential.
Genç tasarımcılar çok büyük bir potansiyele sahip.Großes Potential bringt Verantwortung mit sich.
Ve büyük potansiyelle, büyük sorumluluk da gelir.Das Team McLaren-Renault hat großes Potential.".
McLaren-Renault takımında devasa bir potansiyel var.''.Wir sehen so ein großes Potential für die Menschheit.
İnsanlığın yüce bir potansiyali olduğunu düşünüyoruz.Die Tatsache, dass unser Land von drei Seiten von Meeren umgeben ist, erzeugt ein großes Potential.
Omnia bietet jedem Miner ein großes Potential an Verdienstmöglichkeiten.
Omnia her madenciye kazanç olanakları konusunda büyük potansiyel sunar.Wir hatten bereits in der Vergangenheit die Gelegenheit, mit ihm zu arbeiten, und er hat großes Potential gezeigt.
Geçmişte onunla çalışma şansı yakaladık ve büyük bir potansiyele sahip olduğu ortadaydı.''.Ethereum besitzt deshalb ein großes Potential, in ein paar Jahren die Nummer 1 abzulösen.
Ethereum, bu nedenle birkaç yılda bir numaranın yerini alması açısından büyük potansiyele sahip.Das Management, sieht in Ihnen ein großes Potential, Mr. Blackham.
Yönetim sizde büyük bir potansiyel gördü Bay Blackham.Da diese App großes Potential hat und vielversprechend ist, hat die indische Regierung unsere Technologie vor Kurzem lizensiert. Damit versuchen sie jetzt Millionen von Kindern Englisch beizubringen.
Bunun büyük bir potansiyeli var ve çok şey vaat ediyor. Kısa süre önce Hindistan Hükümeti bizden bu teknolojiyi kullanmak için gerekli izinleri aldı. Milyonlarca farklı çocukla bunu deneyecek ve onlara İngilizce öğretmeye çalışacaklar.Obwohl Aserbaidschan ein großes Potential besitzt, war es als ein Rohstoffexporteur bekannt.
Azerbaycan\ın büyük potansiyele sahip olmasına rağmen, hammadde ihraç eden ülke olarak bilinmekteydi.Diese winzigen Samen birgt ein großes Potential als Gesundheitshilfe in einer Weise, unten erwähnt.
Bu minik tohum aşağıda belirtilen şekillerde sağlık yardımı olarak büyük potansiyele sahiptir.Damit hat dieses Übertragungsverfahren auch großes Potential in der Bahntechnik, Automatisierung und in anderen Bereichen eingesetzt zu werden.
Bu aktarım yöntemi; demiryolu teknolojisi, otomasyon ve diğer sektörlerde kullanım için de büyük bir potansiyele sahip.Das neue Com4®jet-Garn bietet grosses Potential zur Entwicklung neuer, innovativer Produkte.
Com4®jet iplikler yeni, yenilikçi ürünler için büyük potansiyel sunmaktadır.Julian denkt, ich habe grosses Potential.
Julian, büyük potansiyele sahip olduğumu düşünüyor.Eine Zeit großen Potentials und großer Kraft.
Büyük Potansiyel ve Güç Zamanı.Touch Bar hat ein grosses Potential.
Touch Barın potansiyeli çok yüksek.Die Solarenergie hat das größte Potential!
Güneş enerjisi en büyük potansiyele sahip.Die größte Kraft, das größte Potential eines Landes, stellt seine junge, dynamische Bevölkerung dar.
Bir ülkenin Und tatsächlich habe ich im Moment drei große Potentiale.
Aslında şu anda üç büyük potansiyele sahibim….Da die gesamte Oberflächenvorbehandlung trocken verläuft,liegen hier auch die größten Potentiale für die Einsparung von Energie.
Yüzey hazırlığı tamamen kuru gerçekleştiğinden, bu alanda daenerji tasarrufu için büyük potansiyel bulunmaktadır.
