HOCHFREQUENTE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• yüksek frekanslı

Hochfrequente Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Erzeugt hochfrequente Vibrationen.
Yüksek frekansta titreşim üretir.

Liebe ist eine sehr hochschwingende, hochfrequente Energie.
Sevgi yüksek enerjidir, frekanstır.

Hochfrequente elektromagnetische Wellen.
Yüksek Frekanslı Elektromanyetik Dalgalar.

Ist ideal für hochfrequenten Lärm.
Yüksek frekanslı gürültü için ideal.

Hochfrequente ID-Chips in jedem Dinosaurier.
Her birinde radyo frekansı çipleri vardı.

(misst magnetische, elektrische und hochfrequente Strahlung).
( manyetik, elektrik ve yüksek frekanslı radyasyonları ölçer).

Hochfrequente ID-Chips in jedem Dinosaurier.
Her dinozorda radyo frekansı kimlik çipleri vardı.

Mäuse können miteinander in hochfrequente Schall kommunizieren.
Fareler yüksek frekanslı sesle birbirleriyle iletişim kurabilir.

Der hochfrequente Ton ist bis tief ins Unterholz zu hören.
Bu yüksek frekanslı ses çalıların arasında yayılıyor.

Jeder PC ist eine Quelle für niederfrequente und hochfrequente Strahlung.
Her PC düşük frekanslı ve radyo frekanslı radyasyon kaynağıdır.

Hochfrequente elektrische Widerstand geschweißt(HFW oder ERW).
Kaynaklı yüksek frekanslı elektrik direnci( HFW veya ERW).

Dies ist ein nichtinvasiver Test, bei dem hochfrequente Schallwellen verwendet werden.
Bu, yüksek frekanslı ses dalgalarını kullanan invaziv olmayan bir testtir.

Hochfrequente Radarsignale werden entlang einer Stange oder eines Stahlkabels geführt.
Yüksek frekanslı radar sinyalleri kutup veya çelik kablo boyunca iletilir.

Die Sonde sendet für eine bestimmte Zeit hochfrequente Schallwellen in das Gewebe aus.
Sonda, belirli bir süre boyunca dokulara yüksek frekanslı ses dalgaları yayar.

Hochfrequente Mikrowellenimpulse werden entlang eines Stahlseils bzw. Stabes geführt.
Yüksek frekanslı mikrodalga darbeleri bir çelik kablo veya bir iletkenle sağlanır.

Chykeria Thompson macht mit Lectrosonics eine hochfrequente Karriere- März 12, 2019.
Chykeria Thompson, Lectrosonics ile Yüksek Sıklıkta Kariyer Yapıyor- Mart 12, 2019.

Hochfrequente Mikrowellen werden entlang einer Stange oder eines Stahlkabels geführt.
Yüksek frekanslı mikrodalga darbeleri bir çelik kablo veya bir iletkenle sağlanır.

Die Lese- bzw. Lese-/Schreibeinheit erzeugt ein hochfrequentes, elektromagnetisches Wechselfeld.
Okuma veya okuma/yazma ünitesi yüksek frekanslı, elektromanyetik alan yaratır.

Hochfrequente Mikrowellenimpulse werden entlang eines Stahlseils bzw. Stabes geführt.
Yüksek frekanslı mikro dalgalı empulsiyonlar, çelik halat veya çubuk boyunca yönlendirilir.

Wie schon gesagt, dieses Gerät hat eine hochfrequente fluktuierende Submaterie-Kompression.
Daha önce de söylediğim gibi aletin yüksek bir frekansı var, istikrarsız, alt materyal sıkıştırması.

Hochfrequente Mikrowellenimpluse werden auf einem Messstab gekoppelt und entlang der Sonde geführt.
Yüksek frekanslı mikrodalga sinyalleri bir çubuğa bağlanır ve prob boyunca iletilir.

Wenn sie ionisierender Strahlung widerstehen können, können ihnen hochfrequente Radiowellen schaden?
İyonlaştırıcı radyasyona dayanabilirlerse, yüksek frekanslı radyo dalgaları onlara zarar verebilir mi?

Danach reinigen hochfrequente Ultraschallwellen Schmuck.
Bundan sonra, yüksek frekanslı ultrasonik dalgalar mücevherleri temizler.

Ich habe experimentiert, zur Übertragung elektromagnetischer Energie durch die Luft mithilfe von hochfrequenten Radiowellen.
Çok yüksek frekanslı radyo dalgası kullanarak havadan elektromanyetik… dalgaları iletmek üzerinde çalışıyordum.

Praktiker verwendet hochfrequente Schallwellen Bilder von Körperstrukturen zu erzeugen.
Uygulayıcılar vücut yapılarının görüntülerini üretmek için yüksek frekanslı ses dalgaları kullanır.

Ultraschalltechniker oder diagnostische medizinische Sonographen verwenden hochfrequente Schallwellen, um die Patienten zu"sehen".
Ultrason teknisyenleri veya tanı tıbbi sonografları, hastaların içinde'' görmek'' için yüksek frekanslı ses dalgaları kullanır.

Mit hochfrequenten elektrischen Stimulation, Beschlagnahme-ähnliche Aktivität kann in induziert werden.
Yüksek frekanslı elektrik stimülasyonu, nöbet benzeri aktivite kullanma uyarılabilir.

Elektronische Moskito-Repeller, die mit der Verbreitung von hochfrequenten Geräuschen arbeiten, werden heute immer beliebter.
Yüksek frekanslı ses yayılarak çalışan elektronik sivrisinek pervaneleri gün geçtikçe daha popüler hale gelmektedir.

(Extrem hochfrequente Energien wie Röntgenstrahlen verhalten sich anders und stellen ein Gesundheitsrisiko dar.).
( X ışınları gibi son derece yüksek frekanslı enerjiler farklı davranır ve sağlık riski taşır.).

Die Dr1-Drossel(20-60 MCGH) filtert hochfrequente Schwingungen heraus und die Überreste werden durch Masse durch C9 geschlossen.
Dr1 gaz kelebeği( 20-60 MCGH) yüksek frekanslı salınımları filtreler ve kalanlar C9 yoluyla kütle ile kapatılır.