Ich aufwuchs Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Wie ich aufwuchs.
Woher weißt du, wo ich aufwuchs?
Nerede büyüdüğümü nereden biliyorsun?Wo ich aufwuchs.
Wo ich aufwuchs, sprechen es viele.
Büyüdüğüm yerde, konuşan çoktu.Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Zarflarla kullanım
Büyüdüğüm yerde kalıyordum.Wo ich aufwuchs, war es echt gefährlich.
Büyüdüğüm yer çok tehlikeli bir yerdi.Er war ein Held. Als ich aufwuchs.
Aynı onun gibi olmak için büyüdüm. Bir kahramanmış.Wo ich aufwuchs, war alles sehr sicher.
Yetiştiğim yerde, herşey çok güvenliydi.Sizin davalarınızı okuyarak büyüdüm.Was? Bis ich aufwuchs und es vorbei war?
Tabii sonra büyüdüm ve durum değişti. Ne?So wie ein Junge, mit dem ich aufwuchs.
Bana birlikte büyüdüğüm bir çocuğu hatırlatıyor.Wo ich aufwuchs,- Und? war die Community alles.
Ve? Büyüdüğüm yerde topluluk her şeydi.Wie meine Mutter hieß, wo ich aufwuchs, meine Schule.
Annemin adı, büyüdüğüm yer, okulum.Wo ich aufwuchs, war Dart so was wie Nationalsport.
Dart büyüdüğüm yerde ulusal spor gibiydi.Ben de burada büyüdüm ve hala oturuyorum.Wo ich aufwuchs, gab es nichts anderes zu tun.
Büyüdüğüm yerde yapacak başka hiçbir şey yoktu.Beraber büyüdüğüm o kızı geri istiyorum.Das Mädchen, mit dem ich aufwuchs, war unfähig zu töten.
Birlikte büyüdüğüm kız öldürecek biri değildi.Wünschte, ich könnte dir zeigen, wo ich aufwuchs.
Büyüdüğüm yeri sana gösterebilsem. Keşke.Wo ich aufwuchs, lernte man schießen, um zu jagen.
Büyüdüğüm yerde, avlanmak için ateş etmeyi öğrenirsin.Beraber büyüdüğüm kardeşimi geri istiyorum.Jemand, mit dem ich aufwuchs, gab dieses unverschämte Interview.
Beraber büyüdüğüm biri hiç olmayacak bir röportaj veriyordu.Dieser Apfelbaum stand früher an dem Ort, wo ich aufwuchs.
Biliyor musun, bu elma ağacı büyüdüğüm yere yakın dururdu?Mein Vater erlebte, wie ich aufwuchs. Dafür war ich immer dankbar.
Babam büyüdüğümü gördü ve bunun için daima şükrettim.Dieser Apfelbaum stand früher an dem Ort, wo ich aufwuchs.
Eskiden büyüdüğüm yerde dururdu? Biliyor musun, bu elma ağacı.Im Waisenhaus, in dem ich aufwuchs, brach sich ein Kind ein Bein.
Yetiştiğim yetimhanedeki çocuklardan biri kayıp düşmüş ve bacağını kırmış.Chris: Ich habe davon geträumt, Skateboarder zu werden, als ich aufwuchs.
In der Bibliothek, wo ich aufwuchs, gab es Kassetten.
Büyüdüğüm yerdeki kütüphanede'' Speak Spanish like a Spaniard'' adında bir kaset vardı.Sie wissen, ich… ähm… ich wollte kein ein Astronaut werden, als ich aufwuchs, Hank.
Biliyorsun, ben, um… Ben büyüdüğümde astronot olmak istemedim, Hank.
