ICH RANGEHEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• açmam
• buna bakmam

Ich rangehen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Soll ich rangehen?
Yok, ben açtım.

Scheiße. Da muss ich rangehen.
Açmam gerekiyor. Siktir!

Darf ich rangehen?
Ben açabilir miyim?

Scheiße. Da muss ich rangehen.
Siktir! Açmam gerekiyor.

Soll ich rangehen?
Ben cevaplayayım mı?

Wenn er anruft, muss ich rangehen.
Yine ararsa açmam gerek.

Soll ich rangehen?
Cevap vermemi ister misin?

Entschuldigung, da muss ich rangehen.
Affedersin, açmam gerek.

Da muss ich rangehen."Annähernd.
Bunu açmam lazım.'' Sayılır.

HANDY SUMMT Da muss ich rangehen, ok?
Bunu açmam gerek, tamam mı?

Da muss ich rangehen. -Warte kurz.
Bunu açmam gerekiyor. Bekle.

Entschuldigung. Da muss ich rangehen.
Affedersiniz, buna bakmam gerekiyor.

Da muss ich rangehen. Tut mir leid.
Buna bakmam gerek, pardon.

Tut mir leid, da muss ich rangehen.
Üzgünüm buna bakmam gerekiyor.

Da muss ich rangehen.- Ich verstehe.
Bunu açmam gerek. Ama… Anlıyorum.

Glückwunsch. Baby, da muss ich rangehen.
İkinize de tebrikler. Buna bakmam gerek.

Da muss ich rangehen.
Bunu açmam lazım.

Er hat es immer wieder versucht, also musste ich rangehen.
Ne zaman kapatsam tekrar arayıp durdu, o yüzden cevap vermek zorunda kaldım.

Da muss ich rangehen.
Cevap vermem gerek.

Ich hasse es, diese lebendige Diskussion zu verpassen, Aber da muss ich rangehen.
Bu heyecanlı sohbeti kaçırma hiç hoşuma gitmiyor ama bu telefona bakmalıyım.

Oh, da muss ich rangehen.
Bunu açmam gerek.

Lass mich rangehen. Nein, bitte, bitte, Marshall!
Lütfen, Marshall, izin ver açayım. Lütfen!

Oh, da muss ich rangehen.
Bunu açmam gerekiyor.

Soll ich rangehen, Susy?- Genau, und?
Telefona bakmamı ister misin,- Doğru ve-- Susy?

Das ist dein Telefon, soll ich rangehen?
Senin telefonun, bakmamı ister misin?

Lass mich rangehen. Nein, bitte, bitte, Marshall.
Yalvarırım. Lütfen, Marshall, izin ver açayım.

Buck, soll ich rangehen?
Buck, ben cevap vereyim mi?

Bei dem Klingelton muss ich rangehen.
Üzgünüm, telefonun zil sesi açmam gerektiğini gösteriyor.

Da muss ich rangehen.
Bunu açmak zorundayım.

Da muss ich rangehen.
Bunu açmam gerek. İzninle.