Ich verpasste Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ich verpasste alles.
Hepsini kaçırdım.Tut mir Leid, ich verpasste das Feuerwerk.
Üzgünüm. Gösteriyi kaçırdım.Ich verpasste alles.
Hepsini kaçırmıştım.Was ich verpasste 1.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Zarflarla kullanım
Ben operasyon raporunu okuyup, kaçırdıklarımı öğreneyim.Ich verpasste meine Chance.
Şansımı kaçırdım birkere.Bei $54 USD pro Tag,Ich fühle mich nicht wie ich verpasste nichts.
Ich verpasste meine Chance.
Şansımı kaçırdım bir kere.Und das alles für sehr lange Zeit. Ich verpasste Hochzeiten und Geburtstage und Geburten und Urlaub.
Çok uzun bir süre düğünleri, doğum günlerini, doğumları, tatilleri, her şeyi kaçırmıştım.Ich verpasste eine Folge.
Hiç bir bölüm kaçırmamıştım.Sorry, ich verpasste den Kurs.
Affedersin, dün geceki dersi kaçırdım.Ich verpasste so viele Chancen.
Bir sürü fırsat kaçırdım.Nein. Und ich verpasste, wie Sie Gilly schlugen.
Gillyi zımbalayışını kaçırdığıma inanamıyorum. Hayır.Ich verpasste den großen Augenblick.
Büyük anı kaçırmıştım.Ich verpasste Dads Beerdigung.
Babamın cenazesini kaçırdım.Ich verpasste ein Jahrhundert.
Koskoca bir yüzyılı kaçırdım.Ich verpasste die ersten 5 Minuten.
İlk 5 dakikayı kaçırdım.Ich verpasste deinen ersten Zahn.
İlk diş çıkarmanı kaçırdım.Ich verpasste Fortys erste Schritte.
Oğlumun ilk adımlarını kaçırdım.Ich verpasste ein großes Lebensereignis.
Çok önemli bir şeyi kaçırdım.Ich verpasste ihn um 3 Sekunden. Papa!
Baba! Onu üç saniyeyle kaçırdım.Ich verpasste elf Jahre kein Spiel.
Ich verpasste das Spiel für den Abschied!
Veda edeceğiz diye maçı kaçırdım.Ich verpasste zwei Jahre von Max Leben.
Maxin hayatının iki yılını kaçırdım.Ich verpasste die Gelegenheit. Und dann war ich schon….
Sonra da… Bu fırsatı kaçırdım.Ich verpasste nur einen Tag, halb so schlimm.
Sadece bir gün kaçırdım yani kadar da kötü olmamalı.Ich verpasste ihren Anruf und sie gingen einfach rüber.
Telefona yetişemedim ve zaten onlar gelmişti.Ich verpasste den zweiten Geburtstag meiner Tochter, letzten Monat.
Kızımın ikinci yaş gününü geçen ay kaçırdım.Ich verpasste den Gerichtstermin weil ich eine Chirurgin war.
Mahkemeyi kaçırdım çünkü ben bir cerrahtım.
