LÄUTET ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Fiil
Isim
çalıyor
spielt
klingelt
stiehlt
klaut
läutet
erklingt
die stunde schlägt
ertönt
schellt
çaldığında
stehlen
spielen
klauen
wegnehmen
diebstahl
rauben
klopfen
die wiedergabe
stiehl
çanlar
glocke
glöckchen
glockenschläge
läuten
kirchenglocken
Birleşik fiil

Läutet Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Türklingel läutet.
Kapı çalıyor.
Der Gong läutet noch einmal.
Yine gong çaldı.
Das Telefon läutet!
Telefon çalıyor!
He, wieso läutet der Alarm?
Hey, alarm niye çalıyor?
Das Telefon läutet.
Telefonunuz çalıyor.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Jemand läutet die Friedhofsglocke.“.
Birileri çan çalıyor.”.
Der Alarm läutet.
Alarmlar çalıyor.
Telefon läutet Okay, Jungs, seid ihr da?
Telefon zili Tamam arkadaşlar, orada mısınız?
Ihr Handy läutet.
Cep telefonun çalıyor.
Dein Telefon läutet. Ein dickes 10-4, Bandit.
Telefonun çalıyor. Bu büyük bir 10-4, haydut.
Dein Telefon läutet.
Telefonunuz çalıyor.
Das Telefon läutet schon eine Weile!
Telefon ne zamandır çalıyor!
Die Feuerglocke läutet.
Yangın zili çalıyor.
Das Telefon läutet, ich gehe ran.
Telefon çalıyor ben cevaplıyorum.
Nur das Telefon läutet.
Sadece telefon çalıyor.
Das Telefon läutet schon eine weile.
Telefon deminden beri çalıyor.
Ah, Monsieur Duc läutet.
Ah, Mösyö Duo çalıyor.
In letzter Zeit läutet mein Telefon sehr häufig.
Son günlerde telefonum sıkça çalıyor.
Tut mir leid, mein anderes Telefon läutet.
Afedersiniz, diğer telefonum çalıyor.
Wenn das Telefon läutet oder es.
Telefon çalınca ya da.
Keine uns bekannte Substanz glüht und läutet.
Bilinen hiçbir madde hem parıldayıp hem çınlamaz.
Eine dritte: Mein Vater läutet diesen Freitag an der Tür.
Üçüncüsü: O Cuma günü babam kapıyı çalıyor.
Wenn die Glocke zum zwölften undletzten Mal läutet.
Çanlar onikinci kez,yani son kez çaldığında.
Läutet das Totenglöckchen für alles.
Amerika yı mükemmelleştiren her şey için cenaze çanları çalıyor.
Ich meine, gut fühlen ist, wenn die Glocke um 3 Uhr läutet.
Demek istediğim, saat üçte zil çaldığında ya da.
Um 6 Uhr abends läutet die Kathedrale Saint-Etienne.
Akşam saat altıda, Saint-Etienne Katedralinin çanları çalıyor.
Und, wisst ihr, was passiert, wenn man 3 Mal läutet?
Ve zile üç kez bastığınızda ne olurmuş biliyor musunuz?
Snell läutet das erste Mal 8 Minuten und das zweite Mal 15 Minuten nach 8.
Snell, ilk gongu 20:08de, ikincisini de 20:15te çalar.
Ich bin bei einer alten Lady, die den ganzen Tag läutet.
Bütün gün zil çalıp duran yaşlı bir kadın için çalışıyorum.
Pamela Boardman, CEO von Lendl Global läutet die Eröffnungsglocke.
Lendl Globalın CEOsu Pamela Boardman açılış zilini çalıyor.
Sonuçlar: 46, Zaman: 0.0721

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce