Linearen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Linearen Abbildung.
Diesen kleinen linearen Stellantrieb.
Linearen Abbildungen.
Doğrusal dönüşüm.Das ist das Wesen einer linearen Existenz.
Bu doğrusal yaşamın özüdür.Linearen Gleichungssystem.
Doğrusal denklem dizgesi.Es hängt von eurem linearen Vorurteil ab.
Bu sizin lineer önyargınıza bağlı.Linearen Gleichungssystems.
Doğrusal denklem dizgesi.Spät, ein Konstrukt der linearen Zeit.
Geç'', doğrusal zamanın bir yapısıdır.Linearen Gleichungssystemen.
Doğrusal denklem dizgesi.Und diese gibt sie euch in linearen Träumen.
Ama bunu size lineer rüyalarda verir.Bei linearen zeitinvarianten Systemen.
Lineer Zamanla Değişmeyen Sistemler.Da bleiben wir lieber bei unserem linearen Modell.
Şimdi lineer modelimiz ile devam edelim.Dieses linearen Arbeitsstationsaktuators.
Bunun İş İstasyonu Lineer Aktüatör.Laut EA mögen Gamer keine linearen Spiele mehr.
Çünkü EAe göre'' oyuncular artık lineer oyunları sevmiyordu''.In der linearen Zeit nennen wir dies Zukunft.
Lineer zamanda bunu gelecek olarak adlandırıyoruz.Der Brief D.(Delta)kommt aus dem linearen B direkt, wie andere.
Mektup D.( delta)Bu, doğrudan Lineer B gelen, diğerleri gibi.Bei der linearen Regression werden folgende Annahmen getroffen.
Lineer regresyonun bazı varsayımları var.Diese Sensoren müssen gleichmäßig in einer linearen Bewegung geführt werden.
Bu sensörler lineer bir hareket ile rahatlıkla hareket etmelidir.Der Körper ist linearen Zeitverlauf gewöhnt. Was haben Sie gesagt?
Ne? İnsan vücudu zamanın doğrusal akışına alışıktır?Eine Einführung in das Konzept der Entscheidungstheorie und der linearen Programmierung…[-].
Karar teorisi ve doğrusal programlama kavramına giriş…[-].Der Körper ist linearen Zeitverlauf gewöhnt.
İnsan vücudu, zamanın doğrusal akmasına alışıktır.Einige andere Material Rinnensystem können Kosten bis zu 20$ pro linearen Fuß.
Bazı diğer malzeme oluk sistemi 20 doğrusal ayak başına kadar mal olabilir.Unterschiede zwischen linearen und interaktiven Medien.
Lineer ve interaktif medya arasındaki farklar.Häufiger für die Organisation der Beleuchtung der häuslichen Aquarien verwenden die linearen Lampen.
Daha çok ev akvaryumlarının aydınlatılması organizasyonunda lineer lambalar kullanılır.Ich habe endlich die linearen Annäherungen verstanden.
Sonunda lineer tahminleri nasıl yapacağımı anladım.Vom linearen TV-Betreibern an den Betreiber des digitalen Lifestyle:„Tricolor TV“ zusammengefasst 2017 Jahr.
Doğrusal TV operatöründen dijital yaşam tarzının operatöre:'' Tricolor TV'' özetledi 2017 yıl.Ihr arbeitet in einem linearen Zeitrahmen, Spirit nicht.
Siz lineer zaman çerçevesinde çalışırsınız, Ruh öyle değil.In einer linearen Unterweisung werden wir sie DNA-Schicht Neun nennen.
Lineer öğretide, buna DNA 9 ncu Katman adını vereceğiz.Ein virtuelles Experiment in der linearen Zeit, um Emotionen zu studieren.
Duyguları incelemek için lineer zamanda yaratılmış sanal bir deneydir.Prüfen der linearen Unabhängigkeit von Funktionen, Wronskische Determinante.
Fonksiyonlarda Lineer Bağımsızlık- Wronskian Determinantı.
