Nordkoreaner Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Nordkoreaner? Russe?
Es sind die Nordkoreaner.
Die Nordkoreaner haben angerufen.
Kuzey Koreliler aradı.Vielleicht die Russen oder Nordkoreaner.
Die Nordkoreaner tun mit leid.
Kuzey Koreliler acı çekiyor.Ihr Anführer ist hier. Die Nordkoreaner.
Die Nordkoreaner streiten alles ab.
Kuzey Kore her şeyi inkar ediyor.Vielleicht waren es nicht die Nordkoreaner.
Belki de Kuzey Koreliler değildi.Warum… Nordkoreaner verkaufen Waffen?
Kuzey Kore silah satıyor? Neden?Ihr Anführer ist hier. Die Nordkoreaner.
Liderleri burada. Benim kliniğimde, Kuzey Korenin.Es sind die Nordkoreaner, nicht wahr?
Bunlar Kuzey Koreliler, değil mi?Nordkoreaner haben Handys, einfach ohne Internet.
Kuzey Korelilerin Telefonu Var, İnterneti Yok.Das Leid der Nordkoreaner nicht vergessen.
Kuzey Korelilerin çektikleri unutulmamalı.Nordkoreaner dürfen ihr Land nicht verlassen.
Kuzey Korelilerin ülkelerinin dışına çıkmalarına izin verilmiyor.Ich sehe sie. Zwei Nordkoreaner, zwei Araber.
Dışarıda iki Kuzey Koreli, iki Arap var.Die Nordkoreaner kämpfen ums Überleben.
Kuzey Koreliler yaşamak için savaşırlar.Wenn das wahr ist, werden die Nordkoreaner uns helfen sie zu fangen?
Bu doğruysa Kuzey Koreliler onu yakalamamıza yardım edecekler mi?Die Nordkoreaner kaperten tatsächlich das Schiff.
Kuzey Koreliler gerçekten de o gemiyi esir almışlar.Außenminister Bush fürchtet, dass die Nordkoreaner das als Kriegshandlung deuten.
Bunu düşmanca davranış olarak algılamasından korkuyor. Bakan Bush Kuzey Korelilerin.Um die Nordkoreaner sorge ich mich nicht.
Benim endişelendiğim Kuzey Koreliler değil.Sie sind nicht beschnitten. Den schlechten Zähnen nach sind es Nordkoreaner.
Bu piçler sünnetli değil ve dişlerine yaptırdıkları Kuzey Koreli olduklarını akla getiriyor.Millionen Nordkoreaner von Hunger bedroht.
Milyonlarca Kuzey Koreli açlık tehlikesi ile karşı karşıya.Schätzungen zufolge sollen zwischen 1996 und 1999 rund eine Millionen Nordkoreaner verhungert sein.
Ile 1999 yılları arasında bir milyon Kuzey Korelinin açlıktan öldüğü tahmin ediliyor.Aber die Nordkoreaner machten mir ein besseres Angebot.
Ama Kuzey Koreliler daha iyi bir teklif yaptı.Unter Kim soll Schätzungen zufolge zwischen 1996 und 1999 rund eine Million Nordkoreaner verhungert sein.
Ile 1999 yılları arasında bir milyon Kuzey Korelinin açlıktan öldüğü tahmin ediliyor.Wie Nordkoreaner ihre Haare tragen dürfen.
Kuzey korelilerin saçlarının istedikleri gibi kestirememesi.Unter seiner Herrschaft sollen laut Schätzungen allein zwischen 1996 und 1999 rund eine Million Nordkoreaner verhungert sein.
Ile 1999 yılları arasında bir milyon Kuzey Korelinin açlıktan öldüğü tahmin ediliyor.Die Nordkoreaner haben wirklich unser Schiff gekapert.
Kuzey Koreliler gerçekten de o gemiyi esir almışlar.Die kommunistische Planwirtschaft ist jedoch so ineffektiv, dass Millionen Nordkoreaner regelmäßig hungern müssen.
Ama komünist kökenli planlı ekonomi öylesine verimsiz ki, milyonlarca Kuzey Koreli sürekli açlık çekmek zorunda.Vier Nordkoreaner nach Mord an Kim Jong-nam gesucht.
Kim Jong-nam cinayeti yüzünden dört Kuzey Koreli arıyor.
