PIKE HAT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• pike
• pikeın

Pike hat Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Pike hat recht.
Pike haklı.

Ich verstehe das. Kommissar Pike hat die A.D.A. ins Spiel gebracht.
Müdür Pike bugün savcı yardımcısını getirdi.

Pike hat einen Plan.
Pikeın planı var.

Und der Mafia fünf Jahre lang entzogen. Roland Pike hat sich der Bundespolizei, dem FBI.
Roland Pike Şerif Bürosunu FBIı ve mafyayı beş yıldır atlatıyor.

Pike hat den Plan vermasselt!
Pike plânı bozdu!

In Frankfurt gebracht. Pike hat die gestohlenen Druckplatten.
Pike, geçen ay boyunca, çalıntı baskı plakalarını… Frankfurttaki Konigsbank Kulesine taşıyıp durdu.

Pike hat den Plan vermasselt!
Pike planı mahvetti!

Im letzten Monat in die Königsbank in Frankfurt gebracht. Pike hat die gestohlenen Druckplatten.
Pike geçtiğimiz ay boyunca… çalınan tabakaları Frankfurttaki Konigsbank Kulesine taşıdı.

Pike hat den Plan vermasselt!
Pike planımızı bozdu!

Im letzten Monat in die Königsbank in Frankfurt gebracht. Pike hat die gestohlenen Druckplatten.
Pike, geçen ay boyunca, çalıntı baskı plakalarını… Frankfurttaki Konigsbank Kulesine taşıyıp durdu.

Pike hat keinen Safe, also.
Pikeın kasası yok, yani.

Vanessa Pike hat meine Rolle gestohlen?
Vanessa Pike rolümü mü çaldı?

Pike hat mich des Amtes enthoben.
Pike beni görevden aldı.

Haben Sie verstanden? Pike hat in Wahrheit nie zugegeben, dass er West erschossen hat..
Anlaşıldı mı? Pike hiç Westi vurduğunu kabul etmedi.

Pike hat mich das gelehrt.
Pike öğretti bunu bana.

Bei Pike hat's funktioniert.
Pike mevzusunda işe yaramıştı.

Pike hat mich des Amtes enthoben.
Pike, beni ve Lincolnü görevlerimizden aldı.

Captain Pike hat eine Illusion und Sie haben die Wirklichkeit.
Kaptan Pikeın illüzyonu ve senin de gerçeğin var.

Pike hat die Sicherheitsdienste verdreifacht.
Pike güvenliği üç katına çıkardı.

Captain Pike hat uns einen Auftrag gegeben, bevor er aufbrach.
Kaptan Pike, Borethe gitmeden önce yeni emirler verdi.

Pike hat uns gelehrt, wie wertvoll das ist.
Pike bize bunun ne kadar değerli olabileceğini gösterdi.

Pike hat uns gezeigt, wie wertvoll das sein kann.
Pike bize bunun ne kadar değerli olabileceğini gösterdi.

Pike hat Monty als Leiter der internen Überwachung eingesetzt.
Pike, Montyyi iç gözetlemeden sorumlu yaptı.

Pike hat mich des Kommandos enthoben, entzog Lincoln die Kommission.
Pike beni görevden aldı. Lincolnı da aldı.

Pike hat gerade Lincoln und Sinclair auch zum Tode verurteilt.
Pike, Kanele birlikte Lincoln ve Sinclairi de idama çarptırdı.

Pike hat außer Kane gerade auch Lincoln und Sinclair zum Tode verurteilt.
Pike, Kanele birlikte Lincoln ve Sinclairi de idama çarptırdı.

Pike hat Lincoln und Sinclair zusammen mit Kane gerade zum Tode verurteilt.
Pike, Kanele birlikte Lincoln ve Sinclairi de idama çarptırdı.

Roland Pike hat sich der Bundespolizei, dem FBI und der Mafia fünf Jahre lang entzogen.
Roland Pike Şerif Bürosunu FBIı ve mafyayı beş yıldır atlatıyor.

Pike hat seinen Zugangscode geändert. Falls wir es bis zur Tür schaffen.
Kapıya ulaşacak kadar şansımız olursa… Pike şifreyi değiştirdi, 5 basamaklı bir sayı.

Pike hat ihre Wurzeln in LPC, einer ursprünglich für die Entwicklung von MUD entwickelten Sprache.
Pike köklerini MUD için geliştirilmiş bir dil olan LPCde bulur.