Plausibel Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sehr plausibel.
Çok akla yatkın.Sie sind beide nicht plausibel.
Sehr plausibel.
Oh ja, das klingt echt plausibel.
Evet, tabii. Çok akla yatkın.Sehr plausibel.- Weil es wahr ist.
Ja, sehr plausibel.
Evet, çok makul.Sehr plausibel.- Weil es wahr ist.
Çünkü doğru.- Gayet makul.TTP wäre plausibel.
TTP de mantıklı.Klingt plausibel. Sonst noch etwas?
Bana mantıklı geldi. Başka bir şey Avukat Bey?Viel weniger plausibel.
Daha az akla yatkın.Plausibel ist, dass sie hier in Straßennähe bleiben, um hinzukommen.
Oraya gitmek için kullanacakları yolun yakınında kalmaları mantıklı.Das ist plausibel.
Bu tamamen mantıklı.So ein verdammter…- Es ist durchaus plausibel.
Hayır bu çok mantıklı.Es ist nicht plausibel, aber es ist möglich.
Makul bir dereceye kadar, Hayır. Fakat mümkün.Es ist durchaus plausibel.
Hayır bu çok mantıklı.Es erschien mir plausibel, aber ich kann mich natürlich irren.
O sadece bir tahmindi, demek istiyorum ki, bana açık göründü fakat, elbette, yanılabilirim.Beides wirkt plausibel.
İkisi de akla yatkın gözüküyor.Es geht um den Perspektivenwechsel, der weit weg von der Realität sein kann… aber plausibel.
Durumlara bazen gerçeklikten uzak ama makul bir açıdan bakarlar.Nun, das klingt plausibel, ja.
Pekala, bu mantıklı geliyor, evet.Flussabwärts gibt es keinerlei Spuren. Das klingt plausibel.
Mantıklı geliyor aşağıya doğru gittiklerine dair bir iz yok.Tja, das klingt plausibel, ja.
Pekala, bu mantıklı geliyor, evet.Detective Beckett, finden Sie wirklich irgendetwas davon plausibel?
Dedektif Beckett bunu gerçekten akla yatkın buluyor musun?Irgendwie klingen deine Worte plausibel, aber dein Gesicht wirkt ärgerlich.
Söylediklerin makul ama yüzünde kızgın bir ifade var.Ihre Entscheidung ist nicht plausibel.
Verdiğin karar mantıklı değil.Es ist plausibel, dass aus solchen Fragen unsere ersten primitiven Religionen entstanden sind.
Das klingt sehr plausibel.
Hem de çok mantıklı geliyor.Beide Theorien sehen plausibel aus, und es ist kaum möglich, herauszufinden, welche von ihnen wahr ist.
Her iki teori makul görünüyor ve hangilerinin doğru olduğunu bulmak pek mümkün değil.Ja, nun, das klingt schon irgendwie plausibel.
Evet, bu mantıklı duruyor sanırım.Wirkliche Spielautomaten Tipps sind plausibel, wie zum Beispiel einfach die äußeren Einsätze spielen.
Gerçek tüyolar mantıklı olanlar, örneğin sadece dış bahisler oynamak.Das machte die Sache ein bisschen mehr plausibel.
Bu biraz daha makul bir şey yaptı.
