PRIMÄRE UND SEKUNDÄRE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

birincil ve ikincil
primär- und
primäre und sekundäre
birincil ve i̇kincil
primär- und
primäre und sekundäre
primer ve sekonder
primäre und sekundäre

Primäre und sekundäre Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Primäre und sekundäre Ziele.
Deswegen gibt es primäre und sekundäre Ziele.
Birincil ve ikincil hedefler vardır.
Primäre und sekundäre Bedürfnisse.
Birincil ve ikincil ihtiyaçlar.
Mathe-Spiele für primäre und sekundäre.
Primer ve sekonder için matematik oyunları.
Primäre und Sekundäre Kopfschmerzen.
Birincil ve ikincil baş ağrıları.
Combinations with other parts of speech
Unterscheiden Sie primäre und sekundäre Aktionen.
Birincil ve ikincil eylemleri belirtin.
Primäre und sekundäre Ungerechtigkeiten.
Birincil ve İkincil Adaletsizlikler.
Hieraus ergeben sich primäre und sekundäre Aufgaben.
Bunlar birincil ve ikincil basurlardır.
Primäre und Sekundäre Bildschirmstufen ermöglichen.
Birincil ve ikincil ekranların yapılandırılması.
Man unterscheidet eine primäre und sekundäre Osteoporose.
Birincil ve ikincil osteoporozun ayrımı tektir.
Primäre und sekundäre Farben sind in der Hauptgruppe kombiniert.
Birincil ve ikincil renkler ana grupta birleştirilir.
Es gibt zwei Formen dieser Krankheit: primäre und sekundäre.
Bu hastalığın iki şekli vardır: birincil ve ikincil.
Es gibt primäre und sekundäre Hyperhidrose.
Birincil ve ikincil hiperhidroz vardır.
Großer Raum im Hause:die Wände, die primäre und sekundäre Zonen.
Büyük bir evde odası:duvarlar, birincil ve ikincil bölgeler.
Es gibt primäre und sekundäre Formen der Krankheit.
Hastalığın birincil ve ikincil formları vardır.
Disruptorbänke, 27 Photonenschächte, primäre und sekundäre Schilde.
Parçalayıcı bataryası, 27 foton torpidosu yatağı birincil ve ikincil kalkanlar.
Hier werden primäre und sekundäre Faktoren unterscheiden.
Bunlar arasında birincil ve ikincil faktörler ayırt edilir.
Es gibt zwei Hauptformen des Kopfschmerzes: Primäre und sekundäre Kopfschmerzen.….
Başlıca iki tür baş ağrısı var: birincil ve ikincil baş ağrıları.
Primäre und sekundäre Syphilis sind leicht mit einer Penicillin-Injektion zu behandeln.
Birincil ve ikincil sifiliz penisilin enjeksiyonuyla kolaylıkla tedavi edilir.
Aktivitäten für Primäre und Sekundäre Quellen Include.
Birincil ve İkincil Kaynaklar için Öğrenci Etkinlikleri Dahil Et.
Es wird akzeptiert, zwei Varianten der Infektion zu unterscheiden- primäre und sekundäre.
Enfeksiyonun iki varyantı- birincil ve ikincil arasında ayrım yapmak kabul edilir.
Customer Reviews of Primäre und sekundäre Qualitäten bei Locke und Berkeley.
Locke ve Berkeleyde Birincil ve İkincil Nitelikler Meselesi.
Wir sahen einen massiven Anstieg der CPU, der dazu führte, dass primäre und sekundäre Systeme umfielen.
CPUda primer ve sekonder sistemlerin devrilmesine neden olan devasa bir artış gördük.
Verfahrensanlagen sowie primäre und sekundäre Behälterverschlüsse sind potenzielle Vektoren für chemische Kontaminanten.
İşleme ekipmanları, birincil ve ikincil konteyner kapakları, kimyasal kontaminantlar için potansiyel taşıyıcıdır.
Kostenlos für die unter 26 aus Ländern der Europäischen Union, sowie primäre und sekundäre Lehrer.
Bu altındakiler için ücretsiz 26 Avrupa Birliği içinde ülkeden, yanı sıra birincil ve ikincil öğretmenleri.
Antwort: Es gibt zwei Zustände: Primäre und Sekundäre, Ursache und Wirkung.
Cevap: İki durum vardır: birincil ve ikincil, neden ve sonuç.
Krankheiten der Streptokokken-Ätiologie bei Kindern werden herkömmlicherweise in zwei große Gruppen unterteilt- primäre und sekundäre.
Çocuklarda streptokok etiyolojisi hastalıkları geleneksel olarak birincil ve ikincil olmak üzere 2 büyük gruba ayrılır.
Für eine SharePoint-Website können primäre und sekundäre Websitesammlungsadministratoren vorhanden sein.
SharePoint sitesinde birincil ve ikincil site koleksiyonu yöneticileri olabilir.
Primäre und sekundäre, frühzeitiger Samenerguss, ejakulatorische Inkompetenz und männliche Dyspareunie. Bitte. Es gibt Impotenz.
Buyurun lütfen. İlk ve orta derece iktidarsızlık… erken boşalma, yetersiz boşalma… ve erkek disparünisi.
Sonuçlar: 29, Zaman: 0.022

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce