PROVOZIEREN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• kışkırtmak
• provoke
• neden
• kızdırmaya
• tahrik
• kışkırtabilir
• kışkırtmaya
• kışkırttınız
• provokasyon yapmak

Provozieren Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Ich will ihn provozieren.
Onu kışkırtmak istiyorum.

Provozieren ist verboten.
Provokasyon yapmak yasaktır.

Du wolltest ihn provozieren.
Onu kışkırtmak istedin.

Provozieren, praktische Privatsphäre Zäune.
Provoke, Pratik Gizlilik Çitleri.

Du willst mich provozieren?
Beni kızdırmaya çalışıyorsun?

Provozieren Schwellung kann Otitis diffundieren.
Provoke şişliği otitis yayılabilir.

Sie kann andere provozieren.
Diğerlerini provoke edebilir.

Aber warum provozieren Sie sie wegen etwas Wertlosem?
Fakat neden onları değeri kalmamış bir şey için kışkırttınız?

Ich möchte ihn nicht provozieren.
Onu kışkırtmak istemiyorum.

ROMEO Willst du provozieren mich? dann bei dir, Junge!
ROMEO Wilt Sen beni kışkırtmak? daha sonra sana, çocuk var!

Wir wollen sie nicht provozieren.
Onu kışkırtmak istemiyoruz.

Du kannst mich provozieren, indem du meine Religion verspottest?
Beni kızdırmaya, dinimle alay etmeye mi çalışıyorsun?

Manche wollen provozieren.
Bazıları provokasyon yapmak istiyor.

Darüber hinaus provozieren die Senkung der sexuellen Funktionen kann.
Buna ek olarak, cinsel işlev azalmaya neden olabilir.

Wir müssen ihn weiter provozieren.
Onu kışkırtmaya devam etmeliyiz.

Ich will ihn nicht provozieren. Ich will seinen Kopf abreißen.
Ben onu kışkırtmak istemiyorum, kafasını koparmak istiyorum.

Das könnte die Torothaner provozieren.
Bu Torothanları kışkırtabilir.

Weißt du, was"provozieren" bedeutet?
Kışkırtmak'' ne demek biliyor musun?

Sie lassen sich sehr schnell provozieren.
Çok çabuk provoke oluyorsunuz.

Hintergrundmusik sollte provozieren und stimulieren Spieler zu gewinnen.
Arka plan müzik kışkırtmak ve kazanmak için çalar teşvik edilmelidir.

Aber du wolltest sie provozieren.
Ama sen onu kızdırmaya çalışıyordun.

Warum provozieren sie mich und geben mir einen Vorwand, sie zu überprüfen?
Onları yakın takibe almam için niye tahrik edip bana sebep veriyorlar?

Er wollte dich provozieren, Barry.
Seni kışkırtmaya çalışmış Bar.

Wenn Farben emotionale Bindungen halten und viszerale Reaktionen provozieren.
Renkler Duygusal Bağları Tutup Visseral Tepkimelere Neden Olduğunda.

Sie könnte sogar eine Leiche provozieren, sich umzudrehen!
Arkaya dönmesi için bir cesedi bile tahrik edebilir!

Seine Giftstoffe können die Entwicklung von Krankheiten vergiften und provozieren.
Toksinleri hastalıkların gelişimini zehirleyebilir ve kışkırtabilir.

Sie können mich nicht provozieren, Anwalt.
Beni tahrik edemezsin, Avukat.

Intensive körperliche Anstrengung, einschließlich Geschlechtsverkehr können Migräne provozieren.
Cinsel aktivite de dahil olmak üzere yoğun fiziksel egzersiz, migrene neden olabilir.

Du willst mich provozieren.
Beni kızdırmaya çalıştığının farkındayım.

Viele Eltern provozieren die Entwicklung der Erkrankung, versuchen, machen Sie Ihr Kind schneller ging ich.
Birçok anne-baba bu hastalığın gelişimi kışkırtmak, gittim daha hızlı çocukları yapmaya çalışıyorum.

"provozieren" nasıl bir cümlede kullanılır

Null Einsicht, provozieren der Angst usw.

Welche Reaktionen provozieren diese Umfragen möglicherweise?

Die provozieren nämlich dumme, nutzlose Antworten.

Unlöslichen ablagerungen provozieren umfangreiche gewebe-schäden und.

Provozieren die Versicherer ein LVRG 2.0?

Die Jungs provozieren häufig ganz offen.

Provozieren will ich dich nicht, Werner!

Diese starken Fragen provozieren eine Kauf-Entscheidung!

Sie provozieren mit immer unglaublicheren Forderungen.

Sie darf sich nicht provozieren lassen.