Pures gold Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Das ist pures gold!
Bu som altın!Pures Gold und Silber!
Das war pures Gold.
Bu saf altındı.Dafür bekommt man schließlich pures Gold.
Bu şekilde saf altın elde etmektir.Das ist pures gold!
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
echtes goldschwarzes goldreines goldflüssiges goldneue goldweißes goldpures goldphysisches golddigitales gold
Daha
Fiillerle kullanım
Isimlerle kullanım
Pures Gold halte ich in meinen Händen.
Überall nur pures Gold.
Pures Gold, wie das Fell dieser Hirschkuh.
Das Feld ist pures Gold.
Yani bu topraklar saf altın.Pures Gold? So hoch wie drei große Männer.
Som altın. Boyu, 3 uzun boylu adam kadar.Der Rest ist pures Gold.
Gerisi saf altın.Pures Gold. Dafür kriegt man einen schönen Batzen Geld.
Mavi altın. Bu gerçekten iyi para getirecek.So wie du. Es ist pures Gold.
Saf altın. Aynı senin gibi.Pures Gold ist sehr dicht, Silber aber weniger dicht.
Saf altın çok yoğundur, ama gümüş ise daha az yoğundur.Und seine Scheiße war pures Gold.
Onun kapağı saf altın idi.Ein US-Pass war pures Gold in jeder karibischen Bank.
Karayip bankaları için Amerikan pasaportu saf altın değerindeydi.Und in dir steckt pures Gold.
Ve senin içinde saf altın var.Pures Gold wird als 24-Karat-Gold gemessen und ist zu weich, um einen Schmuck herzustellen.
Saf altın 24 ayardan oluşur ve bir mücevher yapmak için çok yumuşaktır.Und wir haben pures Gold.
Hafifçe kazacağız ve saf altına sahip olacağız.Mein Gott! Du hältst doch allen Ernstes jeden deiner Geistesblitze für pures Gold.
Tanrım, senin kafandan çıkan her düşünce… saf altın gibi kıymetli sanıyorsun.Wenn die Tropfen die Farbe des Metalls verändern,ist es kein pures Gold.
Damlalar metalin rengini değiştirirse,o zaman saf altın değildir.Pures Gold wurde schon in der Antike von Adeligen als Geheimnis junger und schöner Haut verwendet.
Saf altın asırlar boyu genç ve güzel bir cildin sırrı olarak kullanılmıştır.Sein Diättagebuch ist pures Gold.
Onun kitapları saf altın niteliğindedir.Pures Gold. den Robert Lewis Stevenson in Die Schatzinsel beschrieben hat. Das muss der Schatz sein.
Som altın. Robert Louis Stevensonun Hazine Adasında bahsettiği hazine bu olmalı.Und sie kleideten das Bildnis in pures Gold.
Ve onlar heykeli saf altınla kapladı.Wäre die Krone weniger dicht als pures Gold, hätte der Schmied den König höchstwahrscheinlich betrogen.
Eğer tacın yoğunluğu saf altından daha az ise, o zaman kuyumcunun kralı kandırdığı kesindi.Was aus dem Arsch einer Milchkuh fällt, ist pures Gold!
Süt inekleri resmen saf altın sıçıyor!Diese Taschenmuschi zu vögeln, ist, wie pures Gold zu vögeln.
Messing ist trüber als Gold und hat nicht dieselbe leuchtend gelbe Farbe wie pures Gold.
Pirinç 
