RAMMEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Fiil
çarpmak
schlagen
stoßen
multiplizieren
rammen
knallen
anfahren
krachst du
kracht
saplamak
erstechen
rammen
sokmak
bringen
stecken
schieben
reinstecken
einzuschleusen
stechen
einmischen
stopfen
hineinstecken
schmuggeln
çarpacaksın

Rammen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Rammen Sie ihn!
Drei, zwei, eins, rammen!
Üç, iki, bir, kır!
Der Wagen, der uns rammen wollte, Auf dem Sitz?
Bize çarpmak isteyen aracın koltuğunda?
Du musst irgendwas rammen.
Bir şeylere toslaman lazım.
Mercedes rammen? Musstet ihr einen $100?
Dolarlık bir Mercedese çarpmak zorunda mıydınız?
Sie müssen ihn rammen. Los!
Ona çarpmamız lazım. Hadi!
Frontalrammen ist verboten. Rammen!
Yavaşlayarak değil, hızlanarak! Kafa kafaya çarpışmak yasak!
Sie müssen ihn rammen. Los!
Hadi. Ona çarpmamız lazım!
Wenn er schneiden, rammen oder reißen vorsieht, vergiss es.
Planın kesmek, toslamak ya da parçalamak içeriyorsa bunu unutabilirsin Hiccup.
Sie wird uns rammen.
Bize hedef olmadan bizi tarayacak.
Ich heiße Michael… Ich wollte Ihr Schiff nicht rammen.
Adım Michael… Gemine çarpmaya niyetim yoktu.
Du willst das Flugzeug mit dem Wagen rammen wie Liam Neeson in Taken 3?
Liam Neesonın Taken 3 filmindeki gibi arabayla uçağa mı çarpacaksın?
Ich glaube, der Junge will uns rammen.
Galiba bizi ezmeye çalışıyor.
Und die Tatsache… Die Tatsache, dass ich… dass ich… Das ist lächerlich! da will ich mir den Kopf durch die Wand rammen! und trotzdem angegriffen werde, weil ich dich nicht unterstütze, diese Familie finanziell und emotional unterstütze.
Sırf bu yüzden kafasını duvara vurmak isteyen kişi de benim! Bu saçmalık! bu aileyi finansal olarak da, duygusal olarak da destekleyen, destekçi olmuyor diye kendisine saldırılan… Ayrıca… bir gerçek var ki.
Was soll ich tun, sie rammen?
Ne yapayım, onlara çarpayım mı?
Dieser verrückte Hurensohn will uns rammen!
Bu manyak bize çarpmaya çalışıyor!
Wenn du mich dir eine heiße Nadel an der richtigen Stelle ins Hirn rammen lassen würdest, wärest du immerzu glücklich.
Beyninin tam olarak bir yerine sıcak bir iğne sokmama izin verirsen, sürekli mutlu olursun.
Wenn wir diesen Kerl nicht stoppen, müssen wir ihn rammen.
Bu adam durmazsa ona çarpmamız gerekeceğini bil.
Ihr Auto kann einen Zusammenstoß nicht vermeiden, also muss es entscheiden:darauf zufahren und das Objekt rammen, nach links in einen SUV ausweichen, oder nach rechts in ein Motorrad?
Arabanız çarpışmadan kaçınmak için zamanında duramaz, o yüzden bir karar vermesi lazım:Düz gidip nesneye çarpmak, soldaki cipin üzerine kırmak veya sağdaki motosikletin üzerine kırmak?
Ich will dem feinen Schreiberling ne Gabel ins Auge rammen.
Şu kasıntı yazmanın gözüne çatalı saplamak istiyorum.
Wen soll das Roboterauto rammen?
Robot arabanız hangisine çarpmalı?
Ne Scud-Rakete in den Arsch rammen.
İsterlerse kıçına Scud füzesi soksunlar!
Aber wir sollten am besten nichts mehr rammen.
Gövde sağlam görünüyor ama bu arada bir daha hiçbir şeye çarpmayalım.
Ich muss Baal nur einmal sehen und ihm den in den Hals rammen.
Tek yapmam gereken Baalı bulup bunu gırtlağına sokmak.
Eines will ich seit Jahren. Einen Dolch in sein Herz rammen.
Yıllar boyunca tek bir şey istedim kalbine bir hançer saplamak.
Wie Liam Neeson in Taken 3? Du willst das Flugzeug mit dem Wagen rammen.
Liam Neesonın Taken 3 filmindeki gibi arabayla uçağa mı çarpacaksın?
Man kann nicht einfach wütend da hinein…- Sie wollte dir ein Messer ins Herz rammen.
Oraya sadece sinirli bir şekilde gidip… kalbine bir bıçak saplamaya çalıştı.
Leider konnte ich zuerst seine Sirene nicht hören, aber zum Glück… die mich sanft in die Leitplanken geschoben haben. haben Polizeiwagen jetzt Rammen.
Artık polis araçlarının tokmakları var ve beni nazikçe raylara sürüklediler. Ne yazık ki ilk başta sirenini duyamadım ama şansıma.
Vielleicht bin ich neu hier und noch in der Eingewöhnungsphase,Das ist ein Geschäftsmodell. aber ich will meine Faust in Ihren Arsch rammen, um Milliarden rauszuholen.
Burada yeni olabilirim, belkidetayları yeni öğreniyorum ama kıçınıza yumruğumu sokup milyarlar çıkaracak bir havadayım.
Rammt sie.
Onlara çarpmak.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.2021
S

Rammen eşanlamlıları

auffahren einrammen festrammen stauchen stossen

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce