SEIN ONKEL ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• amcası
• amcası onun
• dayısı

Sein onkel Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Sein Onkel.
Onun amcası.

Er ist sein Onkel.
Onun dayısı oluyor.

Sein Onkel.
Onun dayısı.

Er vertraut sein Onkel.
Amcasına dayısına güvendi.

Sein Onkel.
Kim bu Slkan?

Nach zwei Wochen kam dann sein Onkel.
Gün sonra dayısıyla geldi.

Sein Onkel.
Onun dayısıyım.

Großen Einfluß übte auf ihn auch sein Onkel.
Bunda da amcasının çok büyük etkisi var.

Sein Onkel habe.
Amcası var.

Nach ein zwei tage kam sein Onkel um sie zu besuchen.
Bir iki ay sonra büyük dayımız onu ziyaret etmiş.

Sein Onkel, Zach?
Amcası Zach mi?

Zwei seiner Schwestern und sein Onkel haben die Krankheit überlebt!
İki Kardeşi, Halası Amcası Bu Hastalıktan Öldü!

Sein Onkel… weiter.
Enes Dayı: Daha.

An5}Und das nur, weil sein Onkel ihn zum Stellvertreter gemacht hat.
Bunun tek nedeni de amcası onu yardımcısı yaptığı içinmiş.

Sein Onkel packt aus!
Amcayı Fena Azdırıyor!

Und dem sein Onkel pflegt zu sagen.
Anlat amcanın ona şöyle dediğini.

Sein Onkel Deke Murdock.
Amcası Deke Murdock.

Auch sein Onkel ist Soldat.
Benim dayım da askerdir.

Sein Onkel gratuliert.
Amca tebri̇k edi̇yorum.

Doch sein Onkel Laban will ihn nicht gehen lassen.
Fakat dayısı Lavan buna izin vermek istemedi.

Sein Onkel spielte für Prinz.
Amcası Prens için oynadı.

Doch auch sein Onkel Scar hegt Pläne den Thron zu besteigen.
Ama kıskanç amcası Skarın da tahta geçmek için planları var.

Sein Onkel ist Captain Joe.
Amcası Kaptan Joe.

Sogar ich, sein Onkel, kann sehen, dass er nichts taugt.
Ben onun amcasıyım ve onun iyi olmadığını ben bile görebiliyorum.

Sein Onkel ist Oberrichter.
Amcası baş yargıç.

Dann nahm ihn sein Onkel auf, und er wohnte in einem kleinen Zimmer hinter der Bar.
O da dayısıyla birlikte, barının arkasındaki küçük bir odada yaşamak zorunda kalmış.

Sein Onkel ermutigt ihn noch.
Amcası onu cesaretlendiriyor.

Sein Onkel zieht in das Haus.
Amcasının evine taşınacakmış.

Sein Onkel folgte ihm nicht.
Amcaoğlu onun peşini bırakmadı.

Sein Onkel ist verschwunden.
Amcam ortadan kayboldu.