Seine großmutter Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Seine Großmutter.
Patron büyükanne.Aber ich bin seine Großmutter.
Ben onun büyükannesiyim.Seine Großmutter ist krank.
Da besucht er seine Großmutter.
O gün anneannesini görmüştür.Seine Großmutter war gestorben.
Meğersem büyükannesi ölmüş.Und du bist seine Großmutter.
Sen de onun ninesisin herhâlde.Seine Großmutter kümmert sich jetzt um ihn.
Şimdi ona anneannesi bakıyor.Wer sind Sie, seine Großmutter?
Kimsin sen, büyük annesi mi?Aber seine Großmutter sagt das Gegenteil.
Ancak anneannem tam tersini iddia ediyor.Sagt, sie sei seine Großmutter.
Seine Großmutter hat Fisch auf dem Markt gekauft.
Onun büyük annesi, marketten balık aldı.Das war übrigens seine Großmutter.
Bu arada, o kadın babaannesiydi.Seine Großmutter nahm mir das Versprechen ab, dass ich auf ihn aufpasse.
Büyükannesine, ona göz kulak olacağıma söz vermiştim.Das war übrigens seine Großmutter.
O kadın da büyükannesiydi bu arada.Seine Großmutter… Er erhält eine kleine Stiftung, wenn er 40 wird.
Büyük annesi… Rich 40 yaşına girince küçük bir miras alacak.Deshalb muss sich seine Großmutter um ihn kümmern.
Bu yüzden ona anneannesi bakacaktı.Seine Großmutter entdeckte sein musikalisches Talent.
Müzik yeteneğini amatör bir müzisyen olan annesi keşfetti.Ich liebe seine Mutter und seine Großmutter.
Annesini ve onun büyükannem seviyorum.Liebt seine Großmutter.
Ananesini seviyor.Vielleicht sieht er seine Mutter und seine Großmutter nie wieder.
Annesi ve büyükannesini bir daha hiç göremeyebilir.Sie ist seine Großmutter, Captain.
Oğlanın büyükannesi Kaptan.Annesi onu çok severdi… büyükannesi ona daha da düşkündü.Seine Großmutter war in Las Vegas geboren., New Mexico am Mai 2, 1909.
Büyük annesi Las Vegasta doğdu, New Mexico Mayıs 2, 1909.Und ich habe es satt, wie seine Großmutter auszusehen.
Ben de onun ninesi gibi görünmekten bıktım artık.Ein Kind beobachtete, wie ich herausgeworfen wurde, und rief seine Großmutter.
Benim yola atılışımı bir çocuk gördü ve büyük annesini çağırdı.Seine Großmutter hat gesagt, der Kleine ist schon seit zwei Tagen verschwunden.
Ananesi çocuğun iki gündür orada olmadığını söylüyor.Annesi ile anneannesi ise Auschwitzin ölüm makinesinden sağ çıkmadı” diyor.Seine Großmutter hat mir geholfen, ein Auto zu mieten zu einem guten Preis!
Onun büyükannem bana iyi bir fiyata bir araba kiralamak yardımcı oldu!Steht seine Großmutter in der Küche. Irgendwo in einer amerikanischen Kleinstadt.
Onun büyükannesi mutfağında. Şu anda bir yerlerde, küçük bir Amerikan kasabasında.Seine Großmutter es verheiratet gewesen und seine Mutter war dort geboren.
Büyükannesi orada evlenmişti ve annesi 
