So nett Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
So nett von dir, Toby.
Ich weiß, so nett.
Biliyorum, çok güzel.Es ist so nett, nur wir zwei. Clark.
Sadece ikimizin olması çok güzel.- Clark.Ich bin nicht so nett.
O kadar iyi değilim.Wenn du mich so nett bittest, kein Problem.
Böyle nazik rica edersen, sorun olmaz.
İnsanlar da tercüme ediyor
Warum ist sie so nett?
Neden bu kadar tatlı?Wenn du mich so nett bittest, kein Problem! Schon gut!
Tamam. Böyle nazik rica edersen olur. Oldu!Niemand ist so nett.
Kimse o kadar iyi olamaz.Alle waren so nett, verständnisvoll und tröstend.
Herkes o kadar nazik, anlayışlı ve teselli ediciydi.Sind Sie so nett?
O kadar iyi niyetli misiniz?Er war so nett zu mir, es gab keinen Anlass zum Streit.
Bu sıralar o kadar nazik ki kavga çıkaracak fırsatım olmadı.Dafür, dass du so nett bist.
Böyle nazik olduğun için.Sie ist so nett Ich bleibe bei ihr wieder, wenn ich Lviv besuche.
O çok güzel Lvivi ziyaret ettiğimde ona tekrar kalacağım.Ich bin nicht so nett.
Ben, ben o kadar tatlı değilim.Und dann:"Er hat so nett gefragt, es sind jetzt 18 Monate.
Ama o kadar nazik istedi ki 18 ay yapmayı kabul ettim.Seit wann bist du so nett?
Ne zaman böyle nazik oldun sen?Elsa hat so nett gefragt.
Elsa Çok güzel sorular.Keiner, nicht mal du, ist so nett.
Kimse o kadar iyi olamaz, sen bile.Aber Sie waren so nett, so großzügig.
Ama o kadar iyi kalpli, o Und dann bin ich nicht mehr so nett.
Bu kadar kibar olmayacağım. Sahip.Warum bist du so nett zu mir?
Neden bana böyle nazik davranıyorsun?(Die lächeln ja auch immer so nett…).
Es ist ok, aber ich meine nur, so nett ist er auch wieder nicht.
Sorun değil. Sadece o kadar iyi bir adam olmadığını söylüyorum.Sprich! Unser Chef ist nicht so nett.
Konuş. Tekmil verdiğimiz kişi bu kadar nazik olmaz.Musst du so nett zu ihnen sein? Vielleicht sollte ich fragen?
Belki sormalıyım. Onlara karşı bu kadar kibar olmak zorunda mısın?Die sind alle so nett hier.
Herkes ne kadar iyi burada.Du bist nur so nett, damit dein Sohn meiner Tochter an die Wäsche gehen kann.
Sırf oğlun kızımla seks yapabilsin diye bu kadar nazik davranıyorsun.Du musst nicht so nett sein.
Bu kadar kibar olmana gerek yok.Mir einen Besuch im Rathaus abzustatten. Und zwar dank Cayden James, der so nett war.
Belediyeyi ziyaret edecek kadar nazik olan Cayden James sayesinde.Trotz Vietnam bist du so nett geblieben?
Vietnamdan sonra nasıl hala böyle güzel kalabildin?
