Spionage Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Keine Spionage.
Spionage fehler.
Also keine Spionage.
Casus değil.Spionage, Kriege.
Casusluk, savaş.Das ist keine Spionage.
Bu casusluk değil.Spionage und Sabotage.
Casusluk ve sabotaj.Nein! Es ist keine Spionage.
Casusluk değil. Hayır!Die Spionage hat sich verändert.
Casus da değişti.Sie sind verhaftet, wegen Spionage.
Spionage, Hr. Botschafter.
Casusluk, Bay Büyükelçi.Hör auf mit Harriet: Spionage aller Art?
Casus Harriet rolünü kesecek misin?Spionage bedeutet Tod oder Lebenslänglich.
Orada casusluğun cezası ya ölüm ya da müebbet hapistir.Dass niemand Spionage ist.
Kimsenin casus olduğunu farketmediğinden emin olun.Wir brechen eine grundlegende Regel der Spionage.
Casusluğun en temel kuralını çiğniyoruz.Sind Sie je wegen Spionage verurteilt worden?
Hiç casusluktan mahkum oldunuz mu?Das ist weitaus weniger gravierend als der Vorwurf der Spionage.
Bu, casusluktan daha hafif bir suçlama.Dann sollten Sie die Spionage sein lassen.
O zaman casusluk işlerini bırakacaksın.Wegen Spionage und Beihilfe zum bewaffneten Aufstand.
Casusluktan ve silahlı ayaklanmaya destek vermekten.Wählen Sie die beste WhatsApp Spionage Software hier aus!
En iyi WhatsApp Casus Yazılımını Seçin!Nennen Sie es Spionage, Geheimoperation oder was auch immer.
Casus, gizli görev, ya da ne derseniz deyin.Die Dreyfus-Affäre. Der Spionage angeklagt.
Olmamasına rağmen casus olarak suçlanmıştı… Dreyfus olayı.Man nenne es Spionage, verdeckte Operationen, was einem gefällt.
Casus, gizli görev, ya da ne derseniz deyin.Nein. Mrs. Fennan, Sie sagten, Spionage sei ein Spiel.
Olamaz. Casusluk bir oyun gibidir demiştiniz Bayan Fennan.Hochverrat, Spionage, Terrorismus, Mord.
Vatana ihanet, casusluk, terörizm, cinayet.Die nationale Verteidigung ist. Sie sollten wissen, dass Spionage ein wichtiges Instrument.
Casusluğun da ulusal savunma gibi diplomasinin çok önemli bir parçası olduğunu anlamalısın.Hallo,"Geheimi-Con", wo Spionage auf verschwitztes Buffet-Essen trifft.
Casusluğun terli büfe yemekleriyle buluştuğu yer. Merhaba, Clandesti-con.Aber die Bundesbehörden… haben noch keine… ausreichenden Beweise, um ihn wegen Spionage anzuklagen.
Bugüne kadar federasyon yetkilileri, aleyhinde casusluktan dava açılacak kadar yeterli delili toplayamadılar.Mrs. Fennan, Sie sagten, Spionage sei ein Spiel. Nein.
Olamaz. Casusluk bir oyun gibidir demiştiniz Bayan Fennan.Die Samurai fühlten, dass die Spionage unter ihnen war, was dazu führte, dass sie Ninjas einsetzten.
Samuray, casusluğun altında olduklarını ve onları ninjaları kullanmaya yönlendirdiğini hissetti.Russischer Ingenieur wegen Spionage zu 13 Jahren Haft verurteilt.
Rus albaya İngiltereye casusluktan 13 yıl hapis.
