Starken charakter Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sie hat einen starken Charakter.
Güçlü bir karakterdir.Der Kontrast, der erzeugt wird, verleiht dem Raum einen starken Charakter.
Weil er so einen starken Charakter hat.
Çok güçlü bir karakteri var.Zudem hat er interessante technische Qualitäten und einen starken Charakter.
Ayrıca çok ilginç teknik özelliklere ve güçlü bir karaktere sahip.Sie hat einen starken Charakter.
Evet ama çok güçlü bir kişiliği vardır.Auf den ersten Blick haben wehrlose Alabay Welpen einen starken Charakter.
İlk bakışta, savunmasız alabay yavruları güçlü bir karaktere sahiptir.Sie haben einen starken Charakter. Natürlich.
Elbette.- Güçlü bir karakteriniz var Bayan Schlegel.Cocker haben einen sehr mobilen und starken Charakter.
Cockers çok hareketli ve güçlü bir karaktere sahiptir.Sie haben einen starken Charakter. Natürlich.
Güçlü bir karakteriniz var Bayan Schlegel.- Elbette.Trotz der extrem weiblichen Erscheinung hat Ostroumova einen starken Charakter.
Aşırı feminen görünüme rağmen, Ostroumova güçlü bir karaktere sahiptir.Er hat einen starken Charakter, das bewundere ich.
Güçlü bir karakteri var ve bunu takdir ediyorum.Ich weiß, ich habe einen starken Charakter.
Güçlü bir kişiliğim olduğunu anlıyorum.Es hat einen starken Charakter und den Willen, Hindernisse zu überwinden.
Güçlü bir karaktere sahiptir ve engellerin üstesinden gelmek için isteklidir.Generell hat er aber einen starken Charakter.
Ama genel olarak güçlü bir karakterdi.Ein Yagdterier hat einen starken Charakter- lass ihn nicht seine eigenen Regeln festlegen.
Dieses Fahrzeug hat einen starken Charakter.
Bu, güçlü karaktere sahip bir otomobil.Ich kann sagen, dass ich starken charakter habe, aber natürlich habe ich auch meine schwachpunkte.
Güçlü bir karaktere sahip olduğumu söyleyebilirim ama elbette zayıf noktalarım da var.Der Akita-Meister muss einen starken Charakter haben.".
Akita ustasının güçlü bir karakteri olmalı.''.Offensichtlich hat Davidson einen starken Charakter und unendliche Geduld, und doch fühlt er sich jetzt plötzlich veranlasst, das Geheimnis über den Verbleib der Platten seinen Komplizen preiszugeben.
Öyle görünüyor ki, Davidson güçlü bir karaktere ve sınırsız Zeigen Sie, dass Sie einen starken Charakter haben.
Güçlü bir karakter sahibi olduğunuzu gösterir.So verdanken der Bulldozer undandere Vertreter dieser Rasse ihren Lebensraum ihrem harten, starken Charakter.
Bu nedenle, buldozer vebu cinsin diğer temsilcileri yaşam alanlarını Sie sagte, dass sie wegen ihres starken Charakters manchmal Kritik nicht annehmen konnte.
O, güçlü karakterinden dolayı bazen eleştirileri kabul edemediğini söyledi.Ein echtes Coupé braucht einen starken Charakter.
Gerçek Es beeinflusst ihren Willen und ihren starken Charakter, die Fähigkeit, weder sich selbst noch andere zu verschonen.
Kendi isteklerini ve güçlü karakterlerini, ne kendilerini ne de başkalarını korumama yeteneğini etkiler.Nur durch die Verwirklichung großer Ziele offenbart ein Mensch seinen starken Charakter.“.
Bir kişi, yalnızca büyük hedefleri gerçekleştirerek güçlü karakterini ortaya koyar.”.Es gibt einen Unterschied zwischen einem starken Charakter und einer einschüchternden Persönlichkeit.
Güçlü bir karaktere sahip olmak ve göz korkutucu Umgebe dich mit den Menschen, die einen starken Charakter haben.
Güçlü kişiliğe sahip insanlara karşı kendinizi koruma.Auch weil er glaubte, einen stärkeren Charakter zu besitzen als sein Vater.
Çünkü Bayezid babası gibi güçlü bir karaktere sahipti.Penryn ist ein starker Charakter.
Penryn, oldukça güçlü bir karakterdi.In beiden Filmen, Ihr Charakter ist ein starker Charakter, die wehrt sich gegen ihre Angreifer.
Her iki filmlerde, onun 
