Teures Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Etwas Teures.
Teures Geschenk.
Pahalı bir hediye.Was leckeres, teures.
Lezzetli ve pahalı.Etwas Teures, viele Diamanten.
Çok pahalı bir şey.Kauft ihr etwas teures.
Pahalı bir şeyler al.Combinations with other parts of speech
So was Teures musste nicht sein.
Hem böyle masrafa gerek yoktu.Sie stiehlt nichts Teures.
Pahalı bir şey çalmaz.Und dein teures Handy.
Pahalı bir cep telefonu aldı.Ich brauche auch nichts Teures.
Pahalı hiçbir şey de istemiyorum.Da war viel teures Zeug drin!
Orada çok pahalı şeyler vardı!Ein teures und zeitaufwendiges Hobby.
Jamie, das ist ein teures Gerät!
O makine harbi pahalı, Jamie!Ein teures oder billiges Auto?
Ucuz mu yoksa pahalı bir araba mı istersiniz?Ja, sehr, sehr teures Spielzeug.
Evet, çok, çok pahalı oyuncaklar.Wieso schenkt ihr mir immer so Teures?
Niye böyle pahalı hediyeler alıyorsunuz?Sie meinen ein teures, Dr. Albright.
Pahalı demek istiyorsunuz yani Dr. Albright.Gönnen Sie sich etwas wirklich Teures.
Gerçekten pahalı olan birşey satın alın.Es ist ein teures und zeitaufwendiges Hobby.
Bu maliyetli ve vakit isteyen bir hobi.Und eine Flasche teures Parfüm.
Ve gerçekten pahalı bir şişe parfüm.Teures Schuhwerk und obszöne Musik? Was?
Neymiş onlar? Pahalı ayakkabılar ve müstehcen müzik mi?Es muss etwas Gutes und Teures sein, oder?
Güzel ve pahalı bir şey olmalı, değil mi?Nichts Teures, aber immer etwas, worüber wir uns gefreut haben.
Pahalı şeyler değillerdi ama çok heyecanlanırdık.Sie meinen ein teures, Dr. Albright.
Pahalı demek istiyorsun herhalde Doktor Albright.Ich bin Analduschenexperte… Das ist sehr teures Parfum!
Tanrım! Lavmanda çok iyiyim… Bu çok pahalı bir parfüm!Jeden Tag ein anderes, teures Paar, aber nie aus Leder.
Her gün farklı pahalı bir çift… ama asla deri değil.Aber du musstest ihm nicht so was Teures kaufen.
Ama bu kadar pahalı bir şey almana gerek yoktu.Das Ganze ist bereits ein teures, kostspieliges Unterfangen für uns.
Bu zaten bizim için pahalı, masraflı bir uğraş.Wie meinst du das? Du freust dich, dann ist es wohl etwas Teures.
Nasıl yani? Çok sevindin, sanırım pahalı bir şey.Zierdeckchen, Seifen, sehr teures Toilettenpapier.
Örtüler, sabunlar… aşırı pahalı tuvalet kağıdı.Ziemlich teures Boot für einen arbeitslosen Sicherheitsbeamten.
İşsiz bir güvenlik görevlisi için… oldukça pahalı bir tekne.
