Unbarmherzig Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sei unbarmherzig.
Natur ist hier unbarmherzig.
Doğa burada acımasızdır.Und unbarmherzig.
Ve acımasızlardır.Das Schicksal… ist unbarmherzig.
Kader… çok acımasız.Unbarmherzig, wie er.
Onun gibi acımasızdır.Tötet unbarmherzig.
Unbarmherzig und ungewohnt.
Acımasız ve alışılmadık.Das ist unbarmherzig.
Bu çok acımasızca.Unbarmherzig und sexy und einflussreich.
Acımasız ve seksi ve güçlü.Berge sind unbarmherzig.
Dağlar acımasızdır.Wie unbarmherzig sind wir?
Biz ne kadar merhametsiz olduk?Wer ist so unbarmherzig?
Kim bu kadar acımasız?Wie unbarmherzig Kinder doch sein können!
Çocuklar ne kadar acımasız oluyor!Undankbar und unbarmherzig.
Merhametsiz ve nankördür.Sie ist unbarmherzig und willkürlich.
Tamamen rastgele ve acımasızca.Doch sie waren unbarmherzig.
Ve çok merhametsiz idiler.Manchmal unbarmherzig, manchmal auch barmherzig.
Bazen acımasız, bazen merhametli.Der Mann ist unbarmherzig.
Adam acımasız. O bir katil.Ihr müsst eins über die Dunkelheit wissen… Sie ist unbarmherzig.
Karanlık ile ilgili anlaman gereken şey, onun acımasız olduğu.Die Zeit ist unbarmherzig.
Zamanın merhameti yok işte.Muss unbarmherzig bestraft werden. Verstehst du, John, jedes Handeln gegen den Thron.
Anlıyorsun ya John, tahta karşı yapılmış her eylem… acımasızca cezalandırılmak zorunda.Die Natur ist hier unbarmherzig.
Doğa burada acımasızdır.Rücksichtslos, unbarmherzig, wild, aber garantiert große Unterhaltung.
Umursamaz, acımasız, vahşi ama eğlendireceği kesin.Diese Leute sind unbarmherzig.
Bu insanlar çok merhametsiz.Sehr clever. Unbarmherzig, aber clever.
Oldukça zekice. Acımasız ama zekice.Die Technikwelt ist schnelllebig und unbarmherzig.
Teknoloji dünyası hızlı ve acımasız.Der Kunstdekan ist ziemlich unbarmherzig, -um ehrlich zu sein. Nein.
Güzel sanatlar başkanı açıkçası çok acımasız… amına koyayım. Hayır.Zu Ehren unseres Bruders Lieutenant Gore, seien Sie unbarmherzig.
Kardeşimizin Teğmen Goreun şerefine merhametsiz davranın.Wir mussten so unbarmherzig sein.
İşte böylesine merhametsiz olmuştuk.Irgendwo im Sande der Wüste,"die Gestalt eines Löwen mit dem Kopf eines Mannes,"mit leerem Blicke und unbarmherzig wie die Sonne.
Çölün kumları arasında bir yerde aslan gözdeli ve insan başlı bir karartı Bakışları güneşler gibi boş ve amansız.
