VERSCHLEPPT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• kaçırıldı
• kaçırdı
• götürmüş
• tarafından kaçırıldı

Verschleppt Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Dich verschleppt.
Seni alıp götürdü.

Verschleppt warum?- Ja?
Evet. Niye kaçırmış?

Christen verschleppt.
İŞİD 90 Hristiyan Kaçırdı.

Verschleppt von Aliens?
Uzaylılar Tarafından Kaçırılsan?

Schülerinnen verschleppt.
Öğrenciyi kaçırmışlardı.

Entweder verschleppt oder sie ist freiwillig eingetreten.
Ya kaçırıldı ya isteyerek gitti.

Iraner in Syrien verschleppt.
İranlı Suriyeye kaçırıldı.

Sie wurde verschleppt. Was, wenn Antonio es erfährt?
Kaçırdılar onu.- Ya Antonio fark ederse?

Schüler in Kamerun verschleppt.
Kamerunda öğrenciler kaçırıldı.

Wohin wurden Sie verschleppt oder wo waren Sie interniert?
Nereye sürgün edilmişti yahut hangi hapishanede bulunuyordu?

Journalistin in Mexiko verschleppt.
Meksikada gazeteci kaçırıldı.

Personen verschleppt, direkt aus Star Labs oder in der Nähe.
STAR Laboratuvarlarından ya da yakınlarından sekiz kişi kaçırıldı.

Jungen im Südsudan verschleppt.
Güney Sudanda 89 çocuk kaçırıldı.

Nicht genug. 8 Personen verschleppt, direkt aus Star Labs oder in der Nähe.
STAR Laboratuvarlarından ve civarından sekiz kişi kaçırıldı. Yeterince değil.

Gefangene nach Havanna verschleppt.
Savaş esirleri Havanaya getirildi.

Verschleppt, umgebracht… Ich hätte sie freikaufen können, wenn ich Geld gehabt hätte.
Sürüldüler, öldürüldüler… Eğer param olsaydı, onları kurtarabilirdim.

Am 4. März verschleppt worden.
Martta taburcu edilmişti.

Wieder Zivilisten aus Efrîn verschleppt.
Efrînde yine siviller kaçırıldı.

Verschlingt sie meinen Fuß und verschleppt mich nach Mordor.- Äh, wenn ich sie trete.
Eğer tekmelersem… ayağımı yutar ve beni Mordora sürükler.

Zwei französische Journalisten verschleppt.
İki Fransız gazeteci kaçırıldı.

Dämonen haben dich ins Reich der Toten verschleppt und deine Seele verhext. Komm zur Ruhe.
Sakin ol. Şeytanlar seni ölüler diyarına kaçırdı ve ruhunu lanetledi.

Französischer Priester in Kamerun verschleppt.
Fransız rahip Kamerunda kaçırıldı.

Entlang der atlantischen Küstenlinie verschleppt ein Monster kleine Mädchen und entführt diese in die geheime Unterwasserstadt.
Atlantik kıyısı boyunca bir canavar küçük kızları kaçırıp onları deniz altındaki Rapture şehrine götürmektedir.

Vater und Sohn in Efrîn verschleppt.
Çeteler Efrînde bir baba ve oğlunu kaçırdı.

Entlang der atlantischen Küstenlinie verschleppt ein Monster kleine Mädchen und entführt sie in die Unterwasserwelt von Rapture.
Atlantik kıyısı boyunca bir canavar küçük kızları kaçırıp onları deniz altındaki Rapture şehrine götürmektedir.

Studenten in Mexiko von Polizei verschleppt.
Meksikada öğrenciler polisleri kaçırdı.

Die Priester erschossen oder ins Lager verschleppt. Die Kirchen geschlossen.
Kiliseler kapatıldı… rahipler vuruldu veya kamplara sürüldü.

Chávez wurde gefangengenommen und auf eine Insel verschleppt.
Chavez tutuklanıp bir adaya kaçırıldı.

Sonja muss Glenn dorthin verschleppt haben.
Sonja Glenni oraya götürmüş olmalı.

Die türkische Armee hat fünf Personen aus Efrîn an einen unbekannten Ort verschleppt.
Türk işgal güçleri, işgal ettikleri Efrînde beş kişiyi daha kaçırarak bilinmeyen bir yere götürdü.