Wirkliches Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Wirkliches WDR.
Das Blut ist wirkliches Blut.
Kanlar gerçek kan.Wirkliches Drama!
Gerçek bir drama!Sie ein Wirkliches ist“[16].
O, gerçek bir aydındır.Wirkliches Multitasking.
Gerçek Multitasking.Combinations with other parts of speech
Du hast wirkliches Talent.
Sen gerçek bir yeteneksin.Wirkliches Produkt im Bild.
Resimde Gerçek Ürün.Aber welches ist Ihr wirkliches Gesicht?
Hangisi senin gerçek yüzün?Mein wirkliches Leben.
Gerçek hayatım.Denn leben mit Schmerzen ist kein wirkliches Leben!
Acısız hayat gerçek bir hayat değildir!Ein wirkliches MUSTSEE.
Gerçek Çingene.Ich denke über mein wirkliches Leben nach.
Ben gerçek yaşamı düşünüyorum.Ein wirkliches medizinisches Mysterium.
Gerçek tıbbi gizem.Was ist Ihr wirkliches Selbst?
Gerçek benliğinin ne olduğunu düşünüyorsun?Ein wirkliches Übel sind die jenigen.
Gerceklerin kötü bir huyu vardir.Was ist ihm unser wirkliches Leben!
Mein wirkliches Leben sollte beginnen.
Gerçek hayatım başlamak üzereydi.Und sie vermitteln ein wirkliches Reisegefühl.
Wirkliches Glück lohnt fast jedes Risiko.
Gerçek mutluluk her riske değer.Ich meine… wirkliches Geld machen!
Gerçekten para yapmaktan bahsediyorum!Wirkliches Zuhören verlangt den ganzen Menschen!
Bütün hakikî dinler, insanlara!Wir brauchen ein wirkliches Heimatministeriums.
Gerçekten bir aile bakanlığına ihtiyaç vardır.Wirkliches Zuhören, um den anderen zu verstehen.
Başka birini gerçekten anlamak için dinlemek.Weißt du, was dein wirkliches Problem ist?- Richtig?
Doğru. Shawn, senin gerçek sorunun ne biliyor musun?Ein wirkliches Gespräch hatten wir, Du und ich.
Ich mag Bücher lieber als mein wirkliches Leben.
Kitap okumayı, asıl hayatımı yaşamaktan daha çok seviyorum.Was ihr wirkliches Motiv ist. Ich weiss nicht?
Bilmiyorum… onun gerçek sebebi ne?Es ist scheiße, aber es ist kein wirkliches medizinisches Problem.
Bu berbat, ama gerçek bir tıbbi sorun değil.Nichts Wirkliches kann jemals zerstört werden.
Gerçek hiç bir zaman yok edilemez.Ist es möglich, denkt er, daß man noch nichts Wirkliches und Wichtiges gesehen, erkannt und.
Düşünüyor, mümkün müdür, henüz hiçbir Gerçek ve Önemli, görülmemiş, bilinmemiş, söylenmemiş.
