Zeugenschutz Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
In was-- Zeugenschutz?
Zeugenschutz.
Tanık koruma programı.Sie sollte Zeugenschutz haben.
Tanık koruma programında olması lazım.Zeugenschutz, Immunität.
Wenn ich aussage, will ich Zeugenschutz.
Zeugenschutz bedeutet sicherer Unterschlupf.
Tanık koruma'' güvenli ev demektir.Ellens Name vor dem Zeugenschutz?
Ellenın Tanık Koruma Programından önceki adı mı?Wir haben die Zeugenschutz Vereinbarung vorbereitet.
Tanık Koruma anlaşmasını hazırladık.Diese Freunde können Ihnen Zeugenschutz bieten.
Bu arkadaşlar sana tanık koruma teklif edebilir.Zeugenschutz bedeutet sicherer Unterschlupf.
Tanık koruma programında yani güvenli bir yerde.Immunität und Zeugenschutz werden gewährt.
Dokunulmazlık ve tanık koruma kabul edildi.Zeugenschutz wäre bei Weitem die sicherere Wahl.
Tanık koruma açık ara çok daha güvenli bir seçim.Seine Großmutter hat dem Zeugenschutz zugestimmt.
Büyükannesi Tanık Koruma programını kabul etti.Der Zeugenschutz wollte dich in einen anderen Staat bringen.
Tanık koruma seni başka eyalete yollamak istedi.Informationssicherheit","Redigierung","Zeugenschutz.
Bilgi Güvenliği'','' Redaksiyon'','' Tanık Koruma.Sie wollten Zeugenschutz für Ihren Mandanten.
Müvekkilinizin tanık korumaya alınmasını isteyen sizdiniz.Wir gewähren dem Kerl seit drei Jahren Zeugenschutz.
Tam 3 yıldır tanık koruma programındaki bu adama bakıcılık yapıyoruz.Zeugenschutz. Das ist heutzutage nicht nur was für Zeugen.
Tanık koruma programı… artık sadece tanıklar için değil.Ein Ex Bankräuber, der beim FIB im Zeugenschutz Program ist.
Tanık koruma programından yararlanan eski bir banka soyguncusu.Zeugenschutz mit der höchsten Vergütung, die wir je angeboten haben.
Teklif ettiğimiz en yüksek ödemeyle tanık koruması.Er denkt, er bekommt Zeugenschutz und kann von dem Geld leben.
Wenn Boyd dich deswegen umbringen will, bekommst du auch Zeugenschutz.
Boydun seni öldürmek istemesine yetiyorsa, tanık programına da yeter.Goodwins Zeugenschutz war Sache des Justizministeriums.
Ben istedim. Goodwinin Tanık Koruma Programı, Adalet Bakanlığının sorumluluğundaydı.Wär's in der Hölle sehr leer. Weißt du, wäre Gott so nachsichtig wie der Zeugenschutz.
Cehennem bomboş kalırdı. Tanrı, Tanık Koruma kadar bağışlayıcı olsaydı… Biliyor musun.Er wählte Zeugenschutz, weil er wusste, dass wir der einzige Weg daraus sind.
Tanık korumayı seçti çünkü tek çıkış yolunun o olduğunu biliyordu.Weißt du, wäre Gott so nachsichtig wie der Zeugenschutz, wär's in der Hölle sehr leer.
Biliyor musun… Tanrı, Tanık Koruma kadar bağışlayıcı olsaydı… cehennem bomboş kalırdı.Zeugenschutz für alles darüber, wer Sie angeheuert hat, Angela Bird.
Angela Birdü öldürmen için seni tutanın kim olduğu hakkında her şey için WITSEC.Der Blödmann will… Zeugen… Zeugenschutz. Ich wollte es ihm ausreden.
Aptal herif… Tanık koruma… Tanık… Vazgeçirmeye çalıştım. Vazgeçirmeye çalıştım… Wyoming.Hören Sie, er will eine Millionen- Entschädigung, volle Straffreiheit und Zeugenschutz für seine Familie.
Ve o başka bir kelime demez ailesi için tanık koruma, tazminat olarak milyonlarca.Ich krieg Immunität, Zeugenschutz und all der Abschiebemist entfällt, und Sie sind nett zu mir.
Dokunulmazlık, Tanık Koruma alacağım, ve bana biraz sevgi göstereceksiniz. ve tüm sınırdışı işlemler iptal edilecek.
