BASAL ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• bazal
• basai
• temel

Basal Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

The basal ganglia.
Bazal gangliyonlarda.

The heart of a Basal Master….
Basai Masterın Kalbi….

Basal, reflective, and psychic, or emotional tears.
Temel, yansıtıcı ve psikolojik ya da duygusal.

It's her basal ganglia.
Bazal gangliyonu sebep olmuş.

She said I had the heart of a Basal Master.
O her ne ise. Bende Basai Master kalbi olduğunu söyledi.

If I had a column for my basal body temperature, then I could schedule around peak ovulation.
Temel vücut sıcaklığım için, bir sütunum olsaydı, yumurtlamada zirve dönemimi ayarlayabilirdim.

She said that? The heart of a Basal Master?
Basai Masterın Kalbi… Böyle mi dedi?

Basal ganglia are strongly interconnected with the cerebral cortex, thalamus, and brainstem, as well as several other brain areas.
Bazal ganglion korteks, talamus ve diğer bazı yapılarla sıkı bir bağlantı gösterir.

She said I had the heart of a Basal Master… whatever that is.
Bende Basai Master kalbi olduğunu söyledi… O her ne ise.

The professor said that a true spiritual nexus sits equidistant from the five basal elements.
Profesör ruhsal bağlantı noktasının 5 temel elementin ortasında olduğunu söylemişti.

That's'cause the X-series run an average basal body temperature of 101.8 degrees- three degrees higher than a human being.
Bunun sebebi X-Serisinin bazal vücut ısısının 38,7 derece olması insanın vücut ısısından 2 derece fazla.

This type of memory is encoded and it is presumed stored by the striatum and other parts of the basal ganglia.
Bu bellek kodlanır ve stratiumda ya da bazal ganglionun diğer kısımlarında depolandığı tahmin edilmektedir.

Basal species, such as plants, form the first level and are the resource limited species that feed on no other living creature in the web.
İlk katmanda bulunan bitkiler gibi temel türler besin ağı içinde yer alan diğer türlerle beslenmeyen türlerdir.

Dinosaurs of Great Britain and the role of the Geological Society of London in their discovery: basal Dinosauria and Saurischia.
Büyük Britanyanın Dinozorlar ve onların keşif Londra Jeoloji Derneği rolü: bazal Dinosauria ve Saurischia.

Basal metabolic rate for a 40-year-old male is about 35 kcal/(m2·h), which is equivalent to 1700 kcal per day assuming the same 2 m2 area.
Yaşında bir adam için bazal metabolizma oranı 35 kcal/( m2·h), yüzey alanı 2 m2 sayılırsa her gün için 1700 kcalye, eşittir.

Gouty tophi, in particular when not located in a joint, can be mistaken for basal cell carcinoma or other neoplasms.
Gutlu organdaki kireçlenmeler, özellikle bir eklemde yerleşik değilse, bazal hücreli karsinoma, veya diğer neoplazmalarla karıştırılabilir.

Maintaining the basal rate and the bolus rate is a continuous balancing act that people with insulin-dependent diabetes must manage each day.
Bazal insülin oranın ve bolus insülin oranının korunması, insüline bağımlı diyabetli kişilerin her gün yönetmesi gereken sürekli bir dengeleme eylemidir.

The largest component, the striatum, receives input from many brain areas but sends output only to other components of the basal ganglia.
Bunların en büyüğü olan striatum beynin pek çok bölgesinden ileti alır ama sadece bazal ganglionun elemanlarına ileti gönderir.

By"puddly" I mean the hyphae are septate and hyaline and the conidiophores originate from the basal foot cell located on the supporting hyphae and terminate in a vesicle.
Demek istediğim, gövdesi septalı ve hiyalin. Konidioforlar, destek gövdede yer alan bazal kök hücreden çıkıp kesede bitiyor.

It acts on the body to increase the basal metabolic rate, affect protein synthesis and increase the body's sensitivity to catecholamines(such as adrenaline) by permissiveness.
Bazal metabolizma hızını arttırır, protein sentezine etki eder ve vücudun katekolaminlere( adrenalin vs.) olan duyarlılığını arttırır.

Other key structural features of the pyramidal cell are a single axon, a large apical dendrite, multiple basal dendrites, and the presence of dendritic spines.
Diğer yapısal özellikleri tek akson, büyük bir apikal dendrit, çoklu bazal dendritler ve dendritik dikenlerin varlığıdır.

No basal insulin is given, usually resulting in an elevated blood glucose each morning, which is then chased throughout the day, with the cycle repeated the next day.
Bazal insülinin verilmediği bu rejim, genellikle her sabah yüksek kan şekeri ile sonuçlanır, bu da gün boyunca devam eder ve sonraki gün de tekrarlanır.

Despite this debate, it is accepted that vertebrate teeth are homologous to the dermal denticles found on the skin of basal Gnathostomes i.e. Chondrichtyans.
Bu tartışmalara rağmen, omurgalı dişlerinin bazal gerçekçenelilerin( ör. kıkırdaklı balıklar) deri yüzeyinde bulunan dermal dentiküllerle homolog olduğu kabul görmüştür.

In mammals, however, satisfactory experimental demonstration is still lacking because an externally imposed increase of basal metabolic rate of these animals(e.g. by placement in the cold) is usually accompanied by general homeostatic disturbance and stress.
Fakat memelilerde memnun edici deneysel ispatlar hala eksiktir çünkü bu memelilerdeki bazal metabolizma oranına harici uygulanan artışı genellikle genel hemostatik düzensizliği ve stres eşliğindedir.

In human terms, the human equivalent(H-e)(Human energy conversion) indicates, for a given amount of energy expenditure, the relative quantity of energy needed for human metabolism, assuming an average human energy expenditure of 12,500 kJ per day and a basal metabolic rate of 80 watts.
İnsan açısından- verilen enerji tüketimi miktarı için, insani denklik( İ-d)( insani enerji dönüşümü), insan metabolizması için ihtiyaç olan bağıl enerji miktarını gösterir. Ortalama bir insanın enerji tüketiminin günde 12,500kJ olduğunu ve bazal metabolik oranın 80 Watt olduğunu var sayarsak….

Symptoms-based methods involve tracking one or more of the three primary fertility signs: basal body temperature, cervical mucus, and cervical position.
Semptom bazlı yöntem ise üç adet olan birincil doğurganlık belirtilerinden( bazal vücut ısısı, rahim ağzı salgısı ve servikal pozisyon) bir veya daha fazlasını gözlemlemeye dayalıdır.

These components are, respectively: The archipallium or primitive("reptilian") brain, comprising the structures of the brain stem- medulla, pons, cerebellum, mesencephalon, the oldest basal nuclei- the globus pallidus and the olfactory bulbs.
Bu bölgeler sırasıyla: 1- The arkipalyum ya da ilkel(“ sürüngen”) beyin: Beyin sapının yapıları( medulla, pons, serebellum, mesensefalon, en eski bazal nükleus), globus pallidus ve koku soğanı.

The HANS device was first released in 1991 and was designed to restrain the head and neck in the event of an accident to avoid basal skull fracture, the injury which killed Ratzenberger.
HANS, ilk olarak 1991de, kazalarda kafa ile boyunu koruyarak, Ratzenbergerin ölümüne yol açan bazal kafatası kırıklarını engellemek üzere üretilmişti.

Proper modeling of the amount of insulin remaining to act in the patient's body is essential in this strategy, for instance to ensure that any adjustment in the amount of basal insulin is accounted for when calculating the bolus amounts needed for the meals.
Hastanın vücudunda etkisini göstermek etmek için kalan insülin miktarının uygun bir şekilde modellenmesi, bu stratejide esastır, örneğin, bolus insülin miktarlarını hesaplarken bazal insülin miktarında alınan öğüne bağlı yapılması gereken herrhangi bir ayarın hesaba katılması gereklidir.

Meta-analyses of neuroimaging studies in major depression reported that, compared to controls, depressed patients had increased volume of the lateral ventricles and adrenal gland and smaller volumes of the basal ganglia, thalamus, hippocampus, and frontal lobe including the orbitofrontal cortex and gyrus rectus.
Nörogörüntüleme çalışmalarına göre, hasta bireylerin kontrol grubundakilere oranla, lateral ventrikül ve böbreküstü bezleri hacminin arttığı ve bazal ganglion, talamus, hippocampus ve frontal lob( orbitofrontal korteks ve gyrus rectus dahil) hacminin azaldığı gözlemlenmiştir.