Can detect Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
You can detect evil.
Sen kötülüğü sezebiliyorsun.Which no human eye can detect.
These can detect infrared.
Bunlar kızılötesi algılayabilir.Only modern atomic clocks now can detect those.
Sadece modern saatler bunu tespit edebilir.Pigs can detect explosives.
Domuzlar patlayıcıları tespit edebiliyormuş.So these guys Actually really can detect ghosts?
Bu adamlar gerçekten hayaletleri belirleyebilirler mi?Now can detect those. Only modern atomic clocks.
His security system can detect an air assault.
Güvenlik sistemi havadan gelecek tüm saldırıları tespit edebilir.That can detect the powerful x-rays quasars send out.
Kuasarların yaydığı güçlü x ışınlarını tespit edebilecek güçte.Sensors that, like a crocodile, can detect the movement of prey.
Bu sensorlar, bir timsah gibi avın hareketini algılayabilir.The enemy can detect sound through vibrations in the ground.
Within a 100-foot radius. This device can detect an eagle anywhere.
Bu cihaz 30 metre yarıçap içindeki bir kartalı tespit edebilir.This device can detect gold kept inside, Charlie.
Charlie, bu cihaz içeride korunan altını tesbit edebilir.Within a 100-foot radius. This device can detect an eagle anywhere.
Bu cihaz 100 metrelik yarıçap içinde herhangi bir yerde bir kartal tespit edebilir.This device can detect an eagle anywhere within a 100-foot radius.
Bu cihaz 30 metre yarıçap içindeki bir kartalı tespit edebilir.The nanochip emits anencrypted signal that only our CIA trackers can detect.
Nano-çip sadece CIA iz sürücülerinin tespit edebildiği şifreli bir sinyal yayar.And no devices can detect the liquid itself.
Ve sıvıyı hiçbir aygıt tek başına tespit edemiyor.From hundreds of miles away. Their bizarrely shaped nose can detect fresh growth.
Tuhaf şekilli burunları taze çimenleri tespit edebilir… hem de yüzlerce kilometre uzaktan.My ocular implant can detect irregularities in space-time.
Gözümdeki implant uzay-zamandaki düzensizlikleri algılayabilir.The substance astral bodies leave behind. This night-vision camera can detect ectoplasm.
Bu gece görüş kamerası ektoplazmayı algılayabilir, astral bedenlerin geride bıraktıkları madde.This is why no one can detect his method. This is a performance right here.
Tam burada. İşte bu yüzden kimse yöntemini fark edemiyor.Vulnerability scanners such as Nexpose or Nessus can detect target system vulnerabilities.
Nexpose veyaNessus gibi güvenlik açığı tarayıcıları hedef sistem açıklarını tespit edebilir.The array can detect cloaked ships as far as two light years away. Come.
Iki ışık yılı uzaktan perdeli gemileri tespit edebiliyor. Gelin.A glorified computer program who can detect emotion better than most people.
Övgüye değer bir bilgisayar programı Duyguları çoğu insandan daha iyi tespit edebilen kişiler.This device can detect an eagle anywhere within a 100-foot radius.
Bu cihaz 100 metrelik yarıçap içinde herhangi bir yerde bir kartal tespit edebilir.It won't matter if the Wraith can detect the gate activity through the cloak.
Eğer Wraithler görünmezliğin içinde geçit aktivasyonunu fark edebilirlerse bir anlamı kalmayacak.This night-vision camera can detect ectoplasm, the substance astral bodies leave behind.
Bu gece görüş kamerası ektoplazmayı algılayabilir, astral bedenlerin geride bıraktıkları madde.His security system can detect an air assault, from any direction.
Bu güvenlik sistemi herhangi bir yönden bir hava saldırısı tespit edebilir.Their bizarrely shaped nose can detect fresh growth from hundreds of kilometres away.
Tuhaf şekilli burunları taze çimenleri tespit edebilir… hem de yüzlerce kilometre uzaktan.Her prey beneath the ice can detect the slightest vibration, especially from bears.
Buzun altındaki avı en küçük titreşimi bile tespit edebilir. Özellikle de ayılardan gelenleri.
