ELECTRON ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• elektron
• electron
• elektronun
• elektronu
• elektrona

Electron Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

It has only one electron.
Sadece bir elektronu var.

This electron is called the Auger electron.
Bu ikinci kopan elektrona Auger elektron denir.

So this has one electron.
Yani bu bir elektrona sahip.

It has only one electron. And only one proton.
Sadece bir elektronu ve sadece bir protonu vardır.

So he doesn't want to get rid of an electron.
Bundan dolayı elektrondan kurtulmak istemez.

In December 2016, Electron completed flight qualification.
Aralık 2016da, Electron uçuş yeterliliğini tamamladı.

And a beta particle is really just that emitted electron.
Beta parçacığı aslında yayılan elektrondur.

Take a look at the Fourier electron density scans.
Fourier elektronları yoğunluk taramalarına bir bakın.

The way a high-energy neutrino interacts with an electron.
Yüksek enerjili nötrinonun elektronla etkileşimi.

Your work on anti electron collisions is unparalleled.
Anti elektronların çarpışmaları üzerine yaptığınız çalışma eşsiz.

And where Rutherford split the atom. J. Thomson discovered the electron.
Thomsonın elektronu keşfettiği… Rutherfordun atomu parçaladığı yer. J.

Or gaining a hydrogen whose electron you can hog.
Ya da elektronunu kullanabileceğin bir hidrojen almaktır.

It shares an electron with the hydrogen, and I will just do it like that.
Bir elektronu hidrojenle paylaşır ve bende öyle yapacağım.

Whoa! Whoa! We just had a surge in the electron acceleration.
Vay canına! Hey, elektro hızlanmasında bir dalgalanma oldu.

The force that holds an electron in orbit has nothing to do with gravity.
Elektronu yörüngede tutan gücün yerçekimiyle hiçbir ilgisi yoktur.

Has nothing to do with gravity. The force that holds an electron in orbit.
Bir elektronu yörüngede tutan gücün, kütleçekimiyle hiçbir ilgisi yoktur.

In these elements, a valence electron can also be in an inner shell.
Bu elementlerde değerlik elektronu, aynı zamanda bir iç kabuk olabilir.

The anomalous magnetic moment of the muon is calculated in a similar way to the electron.
Müonun anormal manyetik momenti, elektrona benzer bir şekilde hesaplanır.

We just had a surge in the electron acceleration. Whoa! Whoa!
Vay canına! Hey, elektro hızlanmasında bir dalgalanma oldu!

It fails completely to explain what happens when there is more than one electron present.
Halihazırda bir elektrondan fazlası mevcutsa, açıklaması tümüyle başarısız olur.

Nobody can actually see an electron, but we still know it exist.
Var olduğunu biliyorsun. Elektronu göremiyorsun ama bir etkisi olduğu için.

The most common charge carriers are the positively charged proton and the negatively charged electron.
En yaygın yük taşıyıcısı pozitif yüklü protonlar ve negatif yüklü elektronlardır.

Thomson discovered the electron, J. and where Rutherford split the atom.
Thomsonın elektronu keşfettiği… Rutherfordun atomu parçaladığı yer. J.

For example, the Stanford linear accelerator can accelerate an electron to roughly 51 GeV.
Örneğin, SLAC Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı bir elektronu yaklaşık olarak 51 GeVe kadar hızlandırabilir.

Thomson discovered the electron, and where Rutherford split the atom. J.
Thomsonın elektronu keşfettiği… ve Rutherfordun atomu parçaladığı yer. J.

He's remembering his discovery of the electron in his cathode ray experiment.
Katot ışını tüpü deneyinde, elektronu keşfettiği günü hatırlıyor.

When excited, an electron moves to a higher energy level or orbital.
Elektronlar uyarıldıkları zaman daha yüksek enerjili seviyelere veya orbitallere taşınır.

This pilot wave would also hold the electron tightly in its orbit, stopping the atom from collapsing.
Bu pilot dalgalar elektronlari yörüngelerinde sikica tutacak atomun çökmesini engelleyecekti.

The force that holds an electron in orbit has nothing to do with gravity.
Bir elektronu yörüngede tutan gücün, kütleçekimiyle hiçbir ilgisi yoktur.

Thomson discovered the electron, and where Rutherford split the atom. J.
Ve Rutherford atomu burada parçaladı. J. Thomson elektronu burada keşfetti.