IT'S A LITTLE DIFFICULT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• biraz zor

It's a little difficult Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

It's a little difficult.
Biraz zor.

Honey, I think it's a little difficult.
Canım, sanırım bu biraz zor.

It's a little difficult.
Biraz güç.

Oh, honey, I think it's a little difficult.
Tatlım, sanırım o biraz zor.

It's a little difficult.
Biraz zor olabilir.

Because, well, it's a little difficult.
Çünkü, şey, biraz zor.

It's a little difficult to explain.
Anlatması biraz zor.

Oh, honey, I think it's a little difficult.
Oh, canım, sanırım bu biraz zor.

No, it's a little difficult.
Hayır, bu biraz zor.

It's a little difficult to explain.
Açıklaması biraz zor.

From 4:0 it's a little difficult, no?
Dan buraya gelmek biraz zor, değil mi?

It's a little difficult to describe.
Tanımlamak biraz zor.

Sometimes it's a little difficult, but.
Bazen bu onun için daha zor oluyor ama.

It's a little difficult for me.
Bu benim için biraz zor.

No, it's a little difficult.
Hayır, biraz zorlanıyorum.

It's a little difficult, but I'm trying.
Biraz zor, ama deniyorum.

But it's a little difficult to see.
Ama bilmek de biraz zor.

It's a little difficult for him.
Bu onun için biraz zor oluyor.

Thank you. It's a little difficult to concentrate with.
Konsantre olmak biraz zor… Teşekkür ederim.

It's a little difficult for him.
Onun için biraz zor bir durum.

Let's go. It's a little difficult to talk under water.
Su altında konuşmak biraz zor oluyor. Gidelim.

It's a little difficult task you see.
Bildiğin gibi bu biraz zor bir görev.

Let's go. It's a little difficult to talk under water.
Gidelim. Su altında konuşmak biraz zor oluyor.

It's a little difficult to talk under water.
Su altında konuşmak biraz zor oluyor.

It's a little difficult to talk under water. Let's go.
Su altında konuşmak biraz zor oluyor. Gidelim.

It's a little difficult to breathe.
Diyaframıma bu kadar bastırınca nefes almak biraz zorlaşıyor.

It's a little difficult to see the bigger picture.
O resmi görebilme konusunda biraz zorlanıyorum.

It is a little difficult.
Biraz zor.

It is a little difficult.
Küçük bir sorun teşkil ediyor.

The two of you were so close that it was a little difficult for anybody else to get into the game.
Siz ikiniz o denli yakındınız ki, başka birinin oyuna dahil olması biraz güçtü.