IT'S FINDING ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• bulmak
• buluyor
• bulup

It's finding Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

It's finding them.
Sorun bulmak.

Have you gone soft, Clegane? It's finding them?
Bulmak dert. Yumuşadın mı Clegane?

It's finding food.
Yemek arıyor.

Have you gone soft, Clegane? It's finding them.
Yumuşadın mı Clegane? Bulmak dert.

Okay, it's finding Trevor.
Tamam, Trevorı buluyor.

Space isn't the problem. It's finding the time.
Mesele yer bulmak değil, zaman bulmak.

It's finding proof that's tough.
Zor olan kanıt bulmaktır.

Have you gone soft, Clegane? It's finding them?
Sorun bulmak. Yumuşadın mı sen Clegane?

It's finding the right spot that hurts!
Tam da acıyan noktayı buluyor!

Have you gone soft, Clegane? It's finding them.
Yumuşadın mı sen Clegane? Sorun bulmak.

It's finding the time for married life. Oh?
Evlilik hayatı için zaman bulmak. Oh?

It's a Gibson, it's finding us too fast.
Bu bir Gibson, bizi çok çabuk buluyor.

It's finding the time for married life. Oh?
Oh?- Evlilik hayatı için zaman bulmak.

Right now it's f… It's finding those keys.
Şu anda amacım o anahtarları bulmak.

It's finding them. Have you gone soft, Clegane?
Yumuşadın mı Clegane? Bulmak dert?

All work gets billed, even if it's finding an address.
Tüm işler faturalanır, adres bulma işi bile.

Oh?- It's finding the time for married life.
Oh?- Evlilik hayatı için zaman bulmak.

All work gets billed, even if it's finding an address.
Her iş faturalandırılır, adres bulma bile olsa.

It's finding those keys. Right now it's f.
Şu anda amacım o anahtarları bulmak.

Trying to piece things together. It's finding patterns.
Örüntüler bulup parçaları bir araya getirmeye çalışıyor.

It's finding the right one that seems to be the problem.
Sorun doğru olanı bulmakta.

I think the real problem isn't the casting, it's finding the director.
Bence asıl sorun, oyuncu seçmek değil, yönetmeni bulmak.

It's finding good reason to draw your sword in the first place.
Ama kılıç çekmez iyi bir neden bulabilirsiniz.

I know what matters to me now, and it's finding the author of this journal.
Benim için şimdi önemli olan, bu günlüğün yazarını bulmak.

It's finding patterns, trying to piece things together.
Örüntüler bulup parçaları bir araya getirmeye çalışıyor.

I think it's finding the right person that makes it special.
Bence doğru kişiyi bulmak onu daha özel yapar.

It's finding the guy who took my money and putting a bullet in his head.
Paramı çalan adamı bulmak ve kafasına silahı dayamak.

It's finding this boy's masterthat will bring true peace to our streets, inspector.
Sokaklarımıza gerçek huzuru getirecek şey… bu çocuğun efendisini bulmak olacaktır Dedektif.