IT'S NOT DEEP ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• derin değil

It's not deep Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

It's not deep.
Derin değil.

But the liver… it's not deep.
Derin değil. -Ama karaciğer.

It's not deep.
Derin değilmiş.

She's bleeding. But it's not deep.
Kanaması var ama yara derin değil.

It's not deep.
Çok derin değil.

It's fast, but it's not deep.
Hızlı akıyor ama, derin değil.

It's not deep.
Fazla derin değil.

Dexter, you're bleeding. it's not deep.
Dexter, kanıyorsun. derin değil.

It's not deep.
Derin değil burası.

But we need to bandage it. It's not deep enough to need stitches.
Dikiş gerektirecek kadar derin değil ama bandajlamamız gerek.

It's not deep enough.
Yeterince derin değil.

Ouch, it's not deep.
Ah, derin değilmiş.

It's not deep, thank God.
Tanrıya şükür derin değil.

Yeah. It's not deep.
Evet, sıyırdı. İyi misin?

It's not deep.- Come in.
Derin değil burası.- Haydi gel.

No. It's not deep.
Hayır, derin değil.

It's not deep.- Come on in.
Derin değil burası.- Haydi gel.

No. It's not deep.
Hayır, derin değil. Peki derin mi?

It's not deep enough?
Yeterince derine yerlestirmediniz mi?

It's not deep but it hurts.
Derin değil, ama acıyor.

It's not deep We can walk across.
Derin değil. Yürüyerek geçebiliriz.

It's not deep enough, not yet.
Yeterince derin değil, daha değil..

It's not deep, but it must be cleaned and dressed.
Derin değil ama temizlenip sarılması lazım.

It's not deep, but the canal looks better than we thought.
Su derin değil ama kanal düşündüğümüzden daha iyi görünüyor.

It hurts, but it wasn't deep.
Acıtıyor, ama derin değil.

It wasn't deep enough.
Yeterince derin değildi.

It isn't deep, you know.
Anlamlı değil biliyorsun.

It wasn't deep enough.
Yeteri kadar derin değildi.

But it wasn't deep enough… I found another shaft.
O maden yeterince derin değildi.

It hurts, but it wasn't deep.
Acıyor ama derin değildi.