READY TO LEARN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• öğrenmeye hazır

Ready to learn Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Ready to learn?
Öğrenmeye hazır mısın?

We're ready to learn.
Öğrenmeye hazırız.

Ready to learn about the world.
Dünyayı öğrenmeye hazırım.

Are you ready to learn?
Öğrenmeye hazır mısın?

Ready to learn? You're choking me?
Boğazımı sıkıyorsun. Öğrenmeye hazır mısın?

Are you ready to learn?
Öğrenmeye hazır mısınız?

You ready to learn about the history of this illustrious institution?
Bu meşhur kurumun tarihini öğrenmeye hazır mısın bakalım?

Everybody ready to learn?
Herkes öğrenmeye hazır mı?

You ready to learn everything you never wanted to know about local politics?
Politika hakkında bilmek istemeyeceğin her şeyi öğrenmeye hazır mısın?

Now you are ready to learn, huh?
Şimdi öğrenmeye hazırsın, değil mi?

She really wanted to go shopping, but instead she's right here, ready to learn.
Alışverişe cidden gitmeği çok istiyordu, fakat onun yerine o öğrenmeye hazır bir şekilde burada.

I'm ready to learn.
Öğrenmeye hazırım.

Sleeves rolled up, ready to learn.
Kolları sıvadım öğrenmeye hazırım.

I'm ready to learn.
Ben öğrenmeye hazırım.

You're choking me. Ready to learn?
Boğazımı sıkıyorsun. Öğrenmeye hazır mısın?

I'm ready to learn.
Öğrenmeye hazırım şu an.

It's nice to hear you're ready to learn.
Öğrenmeye hazır olduğunu duymak güzel.

We're ready to learn.
Bilgileri öğrenmeye hazırız.

Go outside, have sex, and come back when you're ready to learn something.
Dışarı çıkın, sevişin ve bir şeyler öğrenmeye hazır olduğunuzda geri gelin.

We're ready to learn.
Yeni bilgiler öğrenmeye hazırız.

Go outside, have sex, and come back when you're ready to learn something.
Ve bir şeyler öğrenmeye hazır olduğunuzda geri gelin. Dışarı çıkın, sevişin.

Are you guys ready to learn the moves?
Hareket öğrenmeye hazır mıyız?

There's a reason for our condition, but we have had some doubt if Earth is ready to learn the secret.
Koşullarımızın nedeni var. Ama Yeryüzünün bu sırrı öğrenmeye hazır olup olmadığını bilmiyoruz.

The world isn't ready to learn about us.
Dünya bizi öğrenmeye hazır değil.

Everyone ready to learn some Snow Magic?
Herkes biraz Kar Sihri öğrenmeye hazır mı?

I'm not sure Elizabeth will ever be ready to learn about what you did to Katarina.
Elizabethin, Katarinaya yaptıklarını öğrenmeye hazır olacağından emin değilim.

When the pupil is ready to learn, a teacher will appear.
Öğrenci öğrenmeye hazır olduğu zaman, öğretmen çıkagelir.

And come back when you're ready to learn something. Go outside, have sex.
Dışarı çıkın, sevişin ve bir şeyler öğrenmeye hazır olduğunuzda geri gelin.

And come back when you're ready to learn something. Go outside, have sex.
Ve bir şeyler öğrenmeye hazır olduğunuzda geri gelin. Dışarı çıkın, sevişin.

We learned we're not yet ready to learn everything. If we learned anything.
O da her şeyi öğrenmeye hazır olmadığımızı öğrenmek oldu. Bir şey öğrendiysek..