SO WE CAN FIND ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• bulabilmemiz için
• bulabilelim
• bulabilelim diye

So we can find Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

So we can find Kim.
Yani Kimi bulabiliriz.

Panda, sing so we can find you!
Panda, seni bulabilmemiz için şarkı söyle!

So we can find an exit.
Böylece çıkışı bulabiliriz.

Send up a flare so we can find you.
Fişek fırlatın da sizi bulalım.

So we can find him now, right?
Onu bulabiliriz, değil mi?

Hide it somewhere so we can find it.
Sen onu sakla, biz de bulalım.

So we can find the tangent.
Dolayısıyla tanjantı bulabiliriz.

Let's use this so we can find the way back.
Bunu kullanalım ki geri dönüş yolunu bulabilelim.

So we can find a way out.
Böylece bir çıkış yolu bulabiliriz.

Let's find that truck so we can find him.
Şu kamyoneti bulalım ki adamı da bulabilelim.

So we can find cool stuff like this.
Çünkü böyle harika şeyler bulabiliriz.

You have to recall what happened so we can find them.
Onları bulabilmemiz için neler olduğunu hatırlaman gerekiyor.

Reset her, so we can find the real problem.
Onu yeniden hazırlayın da gerçek sorunu bulabilelim.

That you didn't shoot down the helicopter. Why? So we can find proof.
Niçin? Senin helikopteri vurmadığına dair kanıt bulabilelim diye.

We need your help so we can find the other children.
Diğer çocukları bulabilmemiz için yardımın gerekiyor.

So we can find out where any priest is in any given year?
İstediğimiz yıldaki istediğimiz rahipi bulabilir miyiz yani?

Dad also has one, so we can find each other.
Babamda da aynısından var, böylece birbirimizi bulabileceğiz.

So we can find whoever purchased the gun that shot Claire.
Yani clairei vuran silahi alan kisiyi bulabiliriz.

It's about finding the truth so we can find Holly.
Bu gerçeği bulmakla ilgili böylece Hollyyi bulabiliriz.

So, we can find the footage of Nick and Beth from that night.
Nick ve Bethin o geceki görüntülerine ulaşabiliriz böylece.

Instead of cleaning, you need to drain it, so we can find the hearing aid.
Temizlemek yerine, içini boşaltın ki işitme cihazını bulabilelim.

Why? So we can find proof that you didn't shoot down the helicopter.
Niçin? Senin helikopteri vurmadığına dair kanıt bulabilelim diye.

Okay, I'm gonna need both of you assclowns to hack into Clay's phone so we can find him.
Tamam, ikinize de kıç uçlarına ihtiyacım olacak Clayin telefonuna girip onu bulabilmemiz için.

So we can find proof that you didn't shoot down the helicopter. Why?
Niçin? Senin helikopteri vurmadığına dair kanıt bulabilelim diye.

Right now, we have to find a way to keep Victoria in the ladies' room so we can find the ring.
Ama şu an Victoriayı kadınla tuvaletinde tutmalıyız, ki bu arada yüzüğü bulabilelim.

So we can find the tunnel. Now we're trying to find out what areas near there migrants avoid.
Tüneli bulabilmek için göçmenlerin hangi bölgeden uzak durduğunu… öğrenmeye çalışıyoruz.

And I brought my flashlight so we can find our way in the dark, and my scissors to cut wood into kindling.
El fenerimi de getirdim. Karanlıkta yolumuzu bulabiliriz. Ve makasımla da ateş için odun keseriz.

So we could find her, I guess.
Onu bulabilmemiz için sanırım.

He did this so we could find her.
Onu bulabilmemiz için bunu yaptı.

They told us to sweep sawdust so we could find work at a mill.
Madende iş bulabilelim diye bize talaş süpürmeyi öğrettiler.