TO MAKE SOUP ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• çorba yaptığın
• çorba yapmayı
• çorba yapacağım
• çorba

To make soup Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

To make soup.
Çorba yapacağım.

Who asked you to make soup?
Senden kim çorba istedi?

I got to make soup for 100 in 3 hours.
Benim yüzlerce kişiye çorba yapmam gerekiyor.

I'm saving those to make soup.
Onlarla çorba yapacağım.

Learn to make soup from rocks and grass.
Kayalardan ve otlardan çorba yapmayı öğrenin.

You know how to make soup?
Çorba yapmayı biliyor musun?

Water to make soup. No, not the little cubes you put in hot.
Suya koyup, çorba yaptığın küçük küpler değil.

Unless you want to make soup.
Çorbasını yapmak istemezsen tabi.

In hot water to make soup. No, not the little cubes you put.
Suya koyup, çorba yaptığın küçük küpler değil.

She's gathering herbs to make soup.
Çorba yapmak için bitki topluyordur.

Are you going to make soup out of your cell phone?
Telefonunu çorba yapmaya mı getirdin?

He's out lookin' for food, something to make soup with.
Çorba yapacak bir şeyler arıyor.

My friend wants to make soup for his girlfriend.
Arkadaşım, kız arkadaşına çorba yapmak istiyor.

Can I use last night's chicken bones to make soup?
Çorba için dün akşamdan kalan kemikleri kullanabilir miyim?

I have tried to make soup dumplings since I was a kid.
Çocukluğumdan beri çorba köftesi yapmaya çalıştım.

No, not the little cubes you put in hot water to make soup.
Suya koyup, çorba yaptığın küçük küpler değil. Hayır.

Trying to collect something to make soup with. He's out looking for food.
Nerede?- Çorba yapacak bir şeyler arıyor.

No, not the little cubes you put in hot water to make soup.
Hayır. Suya koyup, çorba yaptığın küçük küpler değil.

Trying to collect something to make soup with. He's out looking for food?
Çorba yapacak bir şeyler arıyor.- Nerede?

No, not the little cubes you put in hot water to make soup.
Küçük küpler değil. Hayır. Suya koyup, çorba yaptığın.

I used soiled underwear to make soup and served it on Hanukah.
Kirli iç çamaşırını çorba da kullandım ve onu Hanukah zamanı servis ettim.

He's out looking for food, trying to collect something to make soup with?
Çorba yapacak bir şeyler arıyor.- Nerede?

And somehow managed to make soup with your leftovers. I put laundry in the dryer.
Ve her nasılsa kalmış şeylerden çorba yapmayı başardım. Çamaşırları kurutucuya attım.

I put the laundry in the dryer and somehow I managed to make soup out of your leftovers.
Ve her nasılsa kalmış şeylerden çorba yapmayı başardım. Çamaşırları kurutucuya attım.

And somehow I managed to make soup out of your leftovers. I put the laundry in the dryer.
Ve her nasılsa kalmış şeylerden çorba yapmayı başardım. Çamaşırları kurutucuya attım.

But every time, the dough is too stiff. I have tried to make soup dumplings since I was a kid.
Çocukluğumdan beri topalak çorbası yapmaya çalıştım… ama her seferinde hamuru çok sert oldu.

I have tried to make soup dumplings since I was a kid, but every time, the dough is too stiff.
Çocukluğumdan beri topalak çorbası yapmaya çalıştım… ama her seferinde hamuru çok sert oldu.

Or I will cut your balls to make soup.- Pay up Clint.
Yoksa taşaklarını kesip, çorba yaparım. Hemen öde Clint.

It will take three like that to make soup for the Lord Mayor's banquet next Saturday.
Lord Mayorın önümüzdeki cumartesi günü vereceği ziyafette çorba yapmak üzere şunlardan üç tane alacağım.

I needthe moneyto buymeat to make soup for my friend.
Para veremem, arkadaşıma çorba yapmak için… kemik almam gerekiyor.