ÖDÜLLENDIRME ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Belohnung
• Belohnen
• lohnende

Ödüllendirme Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Hatalı Ödüllendirme.
Falsches Belohnen.

Ödüllendirme, kesinlikle.
Belohnen, definitiv.

Çabayı ödüllendirme.
Mühe nicht belohnt.

Ödüllendirme ve cezalandırma.
Nicht belohnen und bestrafen.

Motivasyon- Ödüllendirme.
Motivation- Belohnung.

Bunun için ona para verme! Sakın onu ödüllendirme!
Belohn sie nicht auch noch dafür!

Bu nasıl ödüllendirme!
Das darf man nicht belohnen.

Bu ödüllendirme beni daha da cesaretlendiriyor.
Diese Auszeichnung spornt mich noch mehr an.

Oyun Sonuna Göre Ödüllendirme.
Im Endspiel nicht belohnt.

Kişisel ödüllendirme… bu antik erdemdir.
Persönliche Auszeichnung, das ist die antike Tugend.

Şimdi sadık kullanıcıları ödüllendirme zamanı!
Es ist Zeit, Ihre treuen Kunden zu belohnen.

Ödüllendirme sırasında hep geç saatlere kadar çalışırız.
Während der Verleihungen arbeiten wir spät.

Bir milyon teşekkür ederim ve lütfen ödüllendirme çalışmalarına devam edin.
Danke eine million und bitte halten sie die lohnende arbeit.

Ceza ve ödüllendirme eğitimin ana öğeleridir.
Belohnung und Strafe sind die einzigen Erziehungsmittel.

Endorfin salgısı hem vücuttaki ağrı kesici sistemdir, hem de vücudun kendi kendini ödüllendirme sistemi.
Endorphine sind beides, Schmerzkiller und Belohnung für das körpereigene System.

Sistemin ödüllendirme ve cezalandırmaya yönelik kullanılması.
Das entspricht dem System belohnen und bestrafen.

Çoğunluğu, Demir Ökçenin kudretini, onun cezalandırma ve ödüllendirme sistemine bağlıyordu.
Viele von ihnen schrieben die Kraft der Eisernen Ferse ihrem System von Lohn und Strafe zu.

Kişilerin ödüllendirme veya cezalandırma işlemlerini yürütmek;
Menschen verdienen für ihr Verhalten Strafe oder Belohnung.

Bunlar iyi birer ev sahibi, cana yakın yetkili, teşekkür etme ve ödüllendirme kaynağı olabilir.
Dies kann ein guter Gastgeber, ein freundlicher Ansprechpartner und eine Quelle der Bestätigung und Belohnung sein.

Bu sözde ödüllendirme kesinlikle farklı anlam ifade ediyordu.
Also diese sogenannte Auszeichnung hatte eine vollkommen andere Bedeutung.

En iyi liderler, insanları cesaretlendirme, övgü ve ödüllendirme yoluyla motive etmede başarılı olanlardır.
Die besten Führungskräfte motivieren ihre Angestellten offenbar, indem sie sie ermutigen, loben und belohnen.

Ödüllendirme cezalandırmaktan daha iyidir( yaşadığınız ülkede bağlı olarak).
Belohnung ist besser als Bestrafung(abhängig von dem Land, in dem Sie leben).

Aşerme veya uyuşturucu veya ödüllendirme deneyimleri için“ açlık” arttı.
Craving oder erhöht„Hunger“ nach Drogen oder lohnende Erfahrungen.

Bu ödüllendirme Perks yanı sıra, her hafta özel bonus kodlarını alacaksınız.
Neben diesen lohnende Vergünstigungen, erhalten Sie auch spezielle Bonuscodes jede Woche.

Çalışanlar performans ve ödüllendirme arasındaki bağlantıyı biliyorlar mı?
Versteht der Kunde den Zusammenhang zwischen Handlung und Belohnung?

TELEVİZYONU CEZALANDIRMA YÖNTEMİ OLARAK KULLANMAYIN: Televizyonu kesinlikle baskı ve ödüllendirme yöntemi olarak kullanmayın.
Fernsehen ist kein Druckmittel Das Fernsehen sollte nicht als Mittel für Belohnung und Strafe eingesetzt werden.

Araştırma fonlarının Ödüllendirme- Tonnies araştırma için başvuru çağrısı.
Vergabe von Forschungsgeldern- Tönnies Forschung ruft zu Bewerbungen auf.

Son 6.000.000 SCT birimi büyüme için kullanılacak, aktif topluluk üyelerini pazarlama ve ödüllendirme gibi.
Die verbleibenden 30,000,000 CCOIN tokens werden für das Wachstum, wie Marketing und das Belohnen von aktiven Community Mitgliedern, genutzt.

Olumlu güçlendirmeler, örneğin ödüllendirme, öğrenme etkisini arttırmakta mıdır?
Erhöhen positive Verstärkungen, z.B. Belohnungen den Lerneffekt?

Üçten fazla kişiye ödül ödüllendirme karşı katı kural da tartışmalıdır.
Die strenge Regel gegen einen Preis von mehr als drei Personen Vergabe ist auch umstritten.