AMA LARRY ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• aber Larry

Ama larry Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Haydi ama Larry.
Kommen Sie, Larry.

Ama Larry değil.
Aber es ist nicht Larry.

Kapıya doğru acele ediyoruz, ama Larry bize izin vermiyor.
Wir beeilen uns zur Tür, aber Larry lässt uns nicht.

Evet, ama Larry şunu dinle.
Ja. Aber Larry, hör zu.

John Summerdan emin değilim ama Larry Goldstein olabilir.
Aber laut Beschreibung war es Larry Goldstein.

Ama Larry hiç evde oturmuyordu.
Aber Larry war nie da.

Pek onluk bir şey değil ama Larry Olivier ve Alec Guinness burada.
Aber Larry Olivier ist hier, und Alec Guinness.

Ama Larry, Alex burada değil.
Nun, Larry, Alex ist nicht hier.

Şu anda konuşmak için kötü zaman ama Larry dedi ki.
Ich weiß, es ist eine schlechte Zeit, um darüber zu reden, aber Larry.

Ama Larry neden böyle gidiyoruz?
Aber wieso denn auf diesem Weg?

Hicks Larryi vazgeçirmeye çalıştı, ama Larry dinlemedi.
Hicks versucht es Larry auszureden, aber Larry will nicht hören.

Ama, Larry, sana aşık değilim ki.
Aber, Larry. Ich liebe dich nicht.

Aslında Verandalar Kralı olacaktım ama Larry Schuman erken davrandı.
Ich sollte der Patio-König sein, aber… Larry Schuman kam mir zuvor.

Ama Larry OMalleyyi tanıyordun.
Aber du kanntest Larry O'Malley.

Moe tokatlayınca sorun yok ama Larry yapınca yeterince iyi değil.
Kloppe von Moe ist ok, aber von Larry ist sie nicht gut genug.

Ama Larry, onunla ilgili endişelerim var.
Aber Larry, ich mache mir Sorgen seinetwegen.

Genelde insanlar benimle ilk tanıştıklarında benden hoşlanmazlar. Ama Larry hoşlandı.
Die meisten Menschen mögen mich nicht auf Anhieb, Larry schon.

Ama ama Larry ne olacak?
Aber was ist mit Larry?

Her neyse, oturma odasına koymuştum ama Larry yalnız kalmayı pek sevmedi.
Egal, ich habe ihn in das Wohnzimmer gestellt, aber Larry mag es nicht, allein zu sein.

Evet. Ama Larry bana yumruk atmaya karar verdi.
Ja. Nur dass Larry mich ins Gesicht geschlagen hat.

Audrey. O zamanlar ergendi ama Larry ondan hoşlanmaya başladı.
Sie war damals noch'n Teenager, aber… Audrey. Larry hat an ihr Gefallen gefunden.

Ama Larry Hallun buraya ait olduğunu biliyorum.
Aber Larry Hall gehört nirgendwo anders hin als hierher.

Aslında Suzanne kumsalda yatmazdı, ama Larry tekneyle gezip balık avlamayı seviyordu.
Aber Larry liebte Hochsee-Angeln und sie wollte ihn glücklich machen.

Ama Larry ile konuşan tek kişi ben değilim.
Aber… Ich bin nicht die Einzige, die mit Larry gesprochen hat.

Sürüklenerek gitti. O zamanlar kimse bilmiyordu ama Larry Nassar da oradaydı.
Sie kriecht weg. Und Larry Nassar… damals kannte ihn niemand… aber er ist da.

Ama Larry gibi bir profesyonelin bile kırılma noktası vardı.
Doch selbst einem Profi wie Larry reicht es irgendwann.

Ama Larry Sybile düşkündü ve onu kazanan adamı hoş karşılamadı.
Larry war von Sybil angetan, aber nicht von dem Mann an ihrer Seite.

Ama Larry çok fazla gemiyle açılıp balık tutuyordu… ve bence o sadece onu mutlu etmek istiyordu.
Aber Larry liebte Hochsee-Angeln und sie wollte ihn glücklich machen.

Teşekkürler Larry ama.
Danke, Larry, aber.

Larry, ama lütfen.
Er heißt Larry, aber bitte.