ARNAVUTLAR ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Albaner
• Albanern

Arnavutlar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Lanet Arnavutlar.
Diese beschissenen Albaner.

Arnavutlar onları kaçırdı.
Albaner haben sie entführt.

Uyuyorlar. Ayrıca Arnavutlar.
Schlafen. Und sie sind Albaner.

Arnavutlar Ruslardan nefret eder.
Albaner hassen Russen.

Yalnızca Yunanlılar ve Arnavutlar vardı.
Es gab nur albaner und grieche.

Etnik Arnavutlar öldürüldü.
Ethnische Albaner waren getötet worden.

Sorun çıktı. Türkler ve Arnavutlar gelince.
Als die Türken und Albaner ankamen, fing der Ärger an.

Ama Arnavutlar kadar uzun değil.
Aber nicht so krass wie die Albaner.

Şehrin kuzeyinde Sırplar, güneyinde Arnavutlar yaşıyor.
Im Süden der Stadt leben Albaner, im Norden Serben.

Arnavutlar, bazı ayrıcalıklara sahiptiler.
Vestalinnen besaßen einige Privilegien.

Balkanlara önce Sırplar mı yoksa Arnavutlar mı geldi… onu tartışıyorlar.
Wer zuerst hier war, die Serben oder die Albaner.

Arnavutlar çoğunlukla Kosovada yaşamaktadırlar.
Im Kosovo leben überwiegend Albaner.

Belki de Bujanovactaki küçük Arnavutlar tarafından sarılıyordur… ama kimin umurunda?
Vielleicht drehen sie kleine Albaner in Bujanovac, aber wen kümmert's?

Arnavutlar hakkında ne düşündüğümü bilirsin.
Du weißt, was ich von den Albanern halte.

Yüzyılın sonuna gelindiğinde, Arnavutlar Sırpları Kosovadaki baskın etnik grup olarak değiştirdi.
Am Ende des 19. Jahrhunderts ersetzten die Albaner die Serben als dominierende ethnische Gruppe im Kosovo.

Arnavutlar onun için uygun bir bedel öder.
Vielleicht bezahlen die Albaner gut für sie.

Bu noktada Arnavutlar tamamen hristiyanlaştırıldı.
An diesem Punkt wurden die Albaner völlig christianisiert.

Arnavutlar barışçıl şekilde oy kullansın.
Kenianer auf eine ebenso friedliche Abstimmung.

Eski torbacısı Arnavutlar için kerhane işlettiğini söylemişti.
Sein alter Dealer sagte uns, dass er ein Bordell für die Albaner leitet.

Arnavutlar benim adamlarından birini indirdi.
Die Albaner haben einen meiner Männer getötet.

Kendisi, durmadan Bulgarlar ile Arnavutlar arasında aktif işbirliği için şartların yaratılması için çalıştı.
Daher setzte er sich für eine aktive Zusammenarbeit zwischen Bulgaren und Albanern ein.

Biz Arnavutlar sizlerin iyiliklerini unutmadık.
Wir Tibeter werden ihre Güte nie vergessen.

Sırp tarih Arnavutlar Kosovada yeni gelenler olduğunu söylüyor.
Die serbische Geschichtsschreibung sagt, dass die Albaner sind Neulinge im Kosovo.

Arnavutlar misafirperverlikleriyle gurur duyar.
Die libanesen sind stolz auf ihre gastfreundschaft.

Evet ama… Arnavutlar değil, Fisk sizi FBIa sattığından beri değilsiniz.
Nicht seit er Ihre Leute ans FBI verriet. Ja, aber nicht die Albaner.

Arnavutlar yaptırıyor. Ben yüzde on komisyon alıyorum.
Ich krieg bloß zehn Prozent.- Die Albaner tun das.

Arnavutlar, onlardan silah mı alıyormuş ya da satıyorlarmış?
Kaufen oder verkaufen die Albaner die Waffen?

Arnavutlar dans etmeye bayılırlar, özellikle düğünlerde.
Albaner lieben es zu tanzen, besonders auf hochzeiten.

Arnavutlar bize kurbanların yerini söylemiyor bir türlü.
Die Albaner sagen uns nicht, wo die entführten Opfer sind.

Arnavutlar ve Yahudiler arasında tarihi bir düşmanlık yok.
Es gibt keine geschichtliche Feindschaft zwischen den Arabern und den Juden.