BIFTEĞINI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Steak

Bifteğini Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Al, bifteğini koy.
Nimm dein Steak.

Nah alırsın! Chapmanın bifteğini asla yiyemezsin!
Du könntest nie sein Steak essen!

Bifteğini beğendin mi?
Schmeckt Ihnen ihr Steak?

Sizzlerda'' Kendi bifteğini kendin oy.
Steak zurecht Nacht" bei Sizzler.

Bifteğini nasıl istersin?
Wie magst du dein Steak.

En iyi koşer bifteğini yaptığını söyleyerek.
In dem du sagtest sie mache das beste Koschere Steak.

Bifteğini nasıl istersin?
Wie möchtest Du Dein Steak?

En iyi koşer bifteğini yaptığını söyleyerek.
Indem du sagtest, sie mache das beste koschere Steak.

Bifteğini nasıl istersin?
Wie… WiemöchtenSie Ihr Steak?

Şimdiye kadar bifteğini yiyip gitmiş olabilir.
Sie könnte schon ihr Steak gegessen haben und fort sein.

Bifteğini kendin pişirmen gerekecek.
Brat dir dein Steak selber.

Sen benim cizburgerimi ye, ben de senin bifteğini olur mu?
Du isst meinen Salat und ich dein Steak, ok?

Amy, bifteğini al.
Amy, nimm dein Fleisch.

Ona hayatımda yediğim… en iyi koşer bifteğini yaptığını söyledim.
Ich sagte ihr, sie mache das beste koschere Steak, das ich je gegessen habe.

Yani bifteğini demek istedim.
Ich meine, euer Steak.

Ona hayatımda yediğim… en iyi koşer bifteğini yaptığını söyledim.
Koschere Steak gemacht, dass ich je hatte. -Ich sagte ihr, sie habe das Beste.

Soğuk bifteğini yutmadan önce bir güzel çiğne.
Kau dein schön kaltes Steak gut durch vor dem Schlucken.

Bir keresinde… karısının hayatımda yediğim en iyi koşer bifteğini yaptığını… söylemiştim.
Ich sagte einmal, dass seine Frau das beste Koschere Steak macht das ich jemals hatte.

Bifteğini ona vermeden önce 20 dakika çiğnedim.
Ich kaute sein Steak 20 Minuten lang, bevor ich es ihm gab.

Sense buraya gelip, onun bifteğini yiyor, DVD cihazını kullanıyorsun.
Sie kommen, essen seine Steaks und nutzen sein Home-Entertainment-Center.

Bifteğini nasıl vereceğimi bilmiyorum. Evet, o yüzden Chapmana?
Wann kann ich Chapman jetzt sein Steak geben?

Ne düşünüyorsun George? Ya bifteğini yarı fiyatına al ya da butiğimi tasarla?
Entweder Hackfleisch für die Hälfte oder du entwirfst die Boutique?

Sürekli baskı uygulayacaklar ve sonra bir anda Alice ortaya çıkıp babamın bifteğini dilimlemeye başlayacak.
Sie werden drängen und drängen. Und Zack, Alice wird auftauchen und das Steak meines Dads in kleine Stücke schneiden.

Biftekli sandviç.
Steak auf Buttersemmel.

Bifteğin nasıl olsun Sally?
Wie wünschen Sie Ihr Steak, Sally?

Bu biftekten çok daha iyi!
Es ist besser als Steak!

Bifteğim çok kanlı.
Mein Steak ist zu blutig.

Bifteğin yanında hiç cips yememiştim.
Ich aß noch nie Steak mit Pringles.

Bifteğimiz azalmış, o yüzden Lyle yarın gelip halledecek.
Ist nicht mehr viel Steak da, da kümmert Lyle sich morgen drum.

Biftekli hamburger lütfen.
Hamburger Steak, bitte.