BIR AKRABA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri S

Bir akraba Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
O bir akraba mı?
Ist er ein Verwandter?
Kayıp bir akraba.
Verwandter verschwunden?
Bir akraba daha! Çok güzel!
Toll. Noch mehr Verwandte!
Jacob bir akraba.
Jacob ist ein Verwandter.
Bir akraba gibi yaşıyorsun evlerinde onların.
Sie wohnen in seiner Heimat wie Verwandte.
İnsanlar da tercüme ediyor
Çok güzel! Bir akraba daha!
Toll. Noch mehr Verwandte!
Tek bir akraba bile bulamadı.
Sie konnte keinen einzigen Verwandten finden.
Size yardımcı olabilecek-- bir akraba, arkadaş?
Eine Verwandte oder Freundin?
Bu kız bir akraba olabilir mi?
Sollte dieses Mädchen eine Verwandte von ihm sein?
Bilmiyorum. Bir arkadaş… ya da bir akraba.
Irgendein Freund oder Verwandter.- Keine Ahnung.
Belki de bir akraba falandı?
War das vielleicht ein Verwandter?
Bence Eric ofisten bir akraba oldu.
Ich denke, Eric war ein Verwandter aus dem Büro.
Belki bir akraba, arkadaş ya da koruması.
Vielleicht ein Verwandter, ein Freund oder die Leibwache.
Bir arkadaş… ya da bir akraba. Bilmiyorum.
Irgendein Freund oder Verwandter.- Keine Ahnung.
Size bir akraba ve toprak sahibim olarak söz veriyorum.
Ich gebe Euch meinen Gehorsam als Verwandter. Und als Laird.
Tek başıma geldim, bir akraba veya bir tanıdık yok.
Ich bin alleine gekommen, ohne Verwandte oder Bekannte.
Sonra bir akraba ya da bir vasinin onayıyla ek tedavilerle ilgili önerilerde bulunuruz.
Dann machen wir mit Zustimmung eines Verwandten oder Vormunds Vorschläge über die weitere Behandlung.
Colum Mackenzie karşınıza bir akraba ve müttefik olarak çıkıyorum.
Colum MacKenzie, ich komme zu Euch als Verwandter und als Verbündeter.
Benim için bir akraba gibiydi ve herkes için öyleydi.
Sie war wie eine Verwandte für mich und alle, die hier stehen.
Bir rüya bir mirası almak- bir akraba ölümü hakkında haber.
Eine Erbschaft in einem Traum- auf die Nachricht von dem Tod eines Verwandten.
Birçok hayvan, bir akraba veya refakatçi kaybında veya yokluğunda derin bir keder gösterir.
Viele Tiere zeigen tiefe Trauer über den Verlust oder die Abwesenheit eines Verwandten oder Begleiters.
Belki de bir akraba falandı?
Also vielleicht war das… ein Verwandter?
Benimle kalmak için bir akraba veya arkadaşını“ bir arkadaş veya ortak olarak” getirebilir miyiz?
Einen Verwandten oder einen Freund"als Begleiter oder Partner" mit mir zu begleiten?
Kendimizi yakın bir akraba ziyaretinde gibi hissettik.
Wir fühlten uns wie nahe Verwandte zu Besuch waren.
Geliri olan biri, bir akraba, anne babanız… Ben olabilirim. Bu zorunlu mu?
Ich. Jemand mit Einkommen, ein Verwandter, Ihre Eltern?
Geliri olan biri, bir akraba ya da ailen… illaki gerekli mi?
Jemand mit Einkommen, ein Verwandter, Ihre Eltern? Ist das notwendig?
Bazı durumlarda bir akraba gurubu bir araya gelmiştir.
In einigen Fällen konnten Verwandte wieder zusammengeführt werden.
Nazik davranıp bir akraba olarak beni gözeteceğinizi düşünmüştüm.
Ich habe gedacht, Sie wären nett zu mir und würden mich beschützen, als mein Verwandter.
Benimle kalmak için bir akraba ya da arkadaşımı“ arkadaş olarak” getirebilir miyiz?
Einen Verwandten oder einen Freund"als Begleiter" mit mir zu begleiten?
Öyle. Bir sürü akraba vardı.
So viele Verwandte.
Sonuçlar: 88, Zaman: 0.0196

Kelime çeviri

S

Bir akraba eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca