Bir cariye Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Saraydaki bir cariye.
Bir cariyesi vardı.
Üstelik bir cariye olarak!
Seni beğenecek. Muhteşem bir cariyesin.
Artık bir cariye olmak istemiyorum.
Güzel, terbiyeli bir cariye.
Bana bir cariye vereceğini söylüyorlar.
Sen çok saygıdeğer bir cariyeydin.
Muhteşem bir cariyesin. Seni beğenecek.
Seni beğenecek. Muhteşem bir cariyesin.
Muhteşem bir cariyesin. Seni beğenecek.
Seni beğenecek. Muhteşem bir cariyesin.
Annen bir cariyeydi en azından sana böyle söylendi.
Oğulsuz… hatta bir cariye bile değil.
Kız, Fransız Kralının adliyesinde bir cariyeydi.
Ayrıca sen sadece bir cariyenin oğlusun.
Xianfeng“ Han Çince zamparalık dul ve öldü almak bir cariye”….
Leopar kürkü üstünde dans eden bir cariye gibi onu dümdüz ediyor.
Kocan için bir cariye bulmak zorunda kalman çok yazık.
Büyükbabanın Nguyen Thi Lo adında bir cariyesi vardı.
Böyle bir cariye ortalama 100 Guldene, yani bir katırdan biraz daha ucuza satılır.
Haremde benim de yakinen ilgilendiğim, bir cariye var.
Eğer odalık iyiyse, o bir cariye olabilir… Gerçekten mi.
Majestelerinin lütfünü elde ettin,ama henüz bir cariyesin.
Bu nedenle, akıllı ve iddialı bir cariye evde oturuyordu ve bir kitap okuma.
Servetini böyle cafcaflı sergilemek. Bir kraliçe yerine bir cariyeye yakışır.
Şüphesiz mümin bir cariye, hoşunuza gitse bile müşrik olan bir kadından daha hayırlıdır.
Tamamdır. Şimdi sana şöyle uygun, güzel bir cariye de bulduk mu.
O uyurken üç gün önce bir kız çocuğu doğurmuş olan bir cariye efendisine bir erkek çocuğu sunarak memnun edeceğini umarak değersiz kızını seninle değiştirmiş.
Distopik bir gelecekte geçen dizide bir kadın teokratik diktatörlük altında bir cariye olarak yaşamaya zorlanır.