Bir sandalyeye Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bir sandalyeye çık.
Çocuklar bir sandalyeye otururlar.
Bir sandalyeye bağlayın şunu!
Başlangıç pozisyonu: Bir sandalyeye oturun.
Bir sandalyeye oturup konuşacaksınız.
Combinations with other parts of speech
Başlangıç pozisyonu: Bir sandalyeye oturun.
Önce bir sandalyeye bağımlı kalırsınız.
Ameliyathanede hasta bir sandalyeye oturur.
Bir sandalyeye oturması daha iyidir.
Örneğin uzun oturuşta bacaklar bir sandalyeye.
İsterseniz bir sandalyeye de oturabilirsiniz.
Bacaklarınızı yıkayın ve rahatça bir sandalyeye yerleştirin.
Bir sandalyeye bağlandı ve vurularak idam edildi.
Egzersiz 1: Dik bir pozisyonda bir sandalyeye oturun.
Beni bir sandalyeye oturtup dışarı çıktılar.
Her şey tamamlandıktan sonra kirve bir sandalyeye oturur.
Onu bir sandalyeye oturtmaya çalıştılar. Yere düştü.
Müzik durduğunda herkes bir sandalyeye oturmaya çalışır.
Metal bir sandalyeye veya hatta yere otur.
İlk egzersiz devam etmek için bir sandalyeye oturun ve rahatlayın gerekir.
Bir sandalyeye oturttular ve beni tuttular. Beni berbere soktular.
Uyandığında ise bir sandalyeye bağlanmış halde bulur kendisini.
Bir sandalyeye oturup pastanızı yiyerek çözüm kendini ortaya koyana kadar düşünün.
Uyandığında ise bir sandalyeye bağlanmış halde bulur kendisini.
Bir sandalyeye oturup pastanızı yiyerek çözüm kendini ortaya koyana kadar düşünün.
Oturmak için ilk girişimler bir sandalyeye ya da minderlere değil kucağınıza çekilir.
Bir sandalyeye oturun ve masaya saniye göstergesi olan bir saat yerleştirin.
Böyle durumlarda, bir sandalyeye oturup yerine diz çöküp arasında uygulama.
Bir sandalyeye oturtuldu ve elleri 12 gün boyunca sandalyenin dirsekliğine kelepçelendi.