Bir televizyonu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Yeniden bir televizyonumuz var.
Ailelerin çoğunun öğrencinin izleyebileceği bir televizyonu vardır.
Onun bir televizyonu yok.
Bu sabah, bir kavgada sandalye attım ve bir televizyonu kırdım.
Ailemin bir televizyonu yoktu.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Bir televizyonu açsanız iyi olur.
Ne zamandan beri bir televizyonun var?
Bir televizyonu duvara asmak için: temel kurallar.
( Evet, onun renkli bir televizyonu var.).
Bir televizyonu lüks ve zaman kaybı olarak görüyorsunuz.
DVD oynatıcısı olan bir televizyonu kim istemez ki?
Fakat bir televizyonu duvara asmak, bir ayna veya resimden daha zordur.
Birisinin her odasında bir televizyonu var, diğerinin ise yok.
Bir televizyonu monitör olarak kullanmanın bir diğer dezavantajı, görüntünün formatının değiştirilmesinin daha zor olabileceğidir.
Leonard, ikimiz bir televizyonu bile taşıyamayız.
Onun bir televizyonu bile yok.
Evet, sanırım kızı yerine… bir televizyonu tercih edecek türde bir anneyim.
Onun bir televizyonu bile yok.
LG 360 VR,2 metre uzaktan 130inçlik bir televizyonu izliyormuşcasına bir deneyim yaşatabiliyor.
Örneğin, bir televizyonu koyabilir, fotoğraf çekebilir veya fotoğraf çekebilirsiniz.
Karavanın içine girdi… ve bir televizyonu, radyoyu ve diğer bazı şeyleri geri getirdi.
Ben böyle bir televizyonu kesinlikle alırım!
Leonard, ikimiz bir televizyonu bile taşıyamayız.
Bir uydu televizyonu almayı düşündünüz mü? Bir uydu?
Sonra hava nemlendiricimi açacağım, bir de televizyonu.
Bir sürü televizyonun var.
Parçaları olmayan eski bir televizyon vardı, Hiç unutmam.
Sana ayrıca bir televizyon ayarlayacak.
O bir televizyon, Karen.
O sadece bir televizyon değil.