BIR YETIMHANE ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

eines Waisenhauses
ein Waisenheim

Bir yetimhane Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Burası bir yetimhane.
Bir yetimhane grubu.
Eine Gruppe von Waisenkindern.
Burası bir yetimhane.
Das ist ein Waisenhaus.
Bir yetimhane kurdu.
Er hat ein Waisenhaus gegründet.
Burası bir yetimhane.
Dies ist ein Waisenhaus.
Annem ben küçükken öldü. Bir yetimhane.
Meine Mom starb, als ich klein war. Ein Waisenhaus.
Burası bir yetimhane değil.
Hier ist kein Waisenhaus.
Sepetteki benim. Burası bir yetimhane.
Lm Korb liege ich. Das ist ein Waisenhaus.
Orada bir yetimhane vardı.
Es gab ein Waisenhaus in Kafarut.
Eskiden'' Kutsal Kalp'' adında bir yetimhane vardı.
Es gab mal ein Waisenhaus mit dem Namen Heiliges Herz.
O parayla bir yetimhane açmış Tamam.
Dann gründete sie mit dem Geld ein Waisenhaus, Ok.
Ben küçükken annem bir araba kazasında öldü. Bir yetimhane.
Meine Mom starb, als ich klein war. Ein Waisenhaus.
Ugandada bir yetimhane.
Für ein Waisenhaus in Uganda.
Ama orada yangın çıkmış ve onun için de tazminat almış.Daha sonra bir yetimhane işletmiş.
Aber dort brannte es, wofür die Versicherung sie auszahlte.Dann leitete sie ein Waisenheim.
Ugandada bir yetimhane.
Und ein Waisenhaus für Uganda.
Ayrıca bir yetimhane ve ilkokul olarak kullanılmıştır.
Es diente zugleich auch als Kindergarten und Waisenhaus.
Evet, burası bir yetimhane.
Ja, es ist ein Waisenhaus.
Anlıyorum. Bir yetimhane mi inşa etmek istiyorsunuz?
Verstehe. Sie wollen ein Waisenhaus gründen?
Eskiden piyanistti. Şimdi bir yetimhane yönetiyor.
Sie war mal Konzertpianistin, jetzt leitet sie ein Waisenhaus.
Ayrıca bir yetimhane ve ilk okul olarak kullanılmıştır.
Es wurde auch als Schwesternschule und Waisenhaus genutzt.
Council Bluffsda bir yetimhane var.
In Council Bluffs ist ein Waisenhaus.
Dul bir kadın, bir yetimhane ve devasa bir yangın vardı.
Es ging um eine Witwe, ein Waisenhaus und einen Brand.
Watsonın notlarında bahsettiğine göre, çocuk bir yetimhane hemşiresinin oğluydu.
Aus den Aufzeichnungen von Watson geht hervor, dass Little Albert der Sohn der Krankenschwester eines Waisenhauses war.
Bir yenidoğan bir yetimhane kapılarına bıraktı.
Ein Neugeborenes, das vor der Tür eines Waisenhauses lag.
Phnom Penhte bir yetimhane var.
Es gibt ein Waisenhaus in Phnom Penh.
Süslü bir yetimhane gibi.
Das ist… Das ist wie ein Elite-College.
Yine o zaman burada bir yetimhane vardı.
Hier gab es auch ein Waisenhaus.
Mudfogda bir yetimhane var.
Es gibt ein Armenhaus in Mudfog.
Orada kendi başına bir yetimhane işletiyor.
Sie hat dort ganz allein ein Waisenhaus geleitet.
Cumaralda bir yetimhane var.
In Cumaral gibt es ein Waisenhaus.
Sonuçlar: 97, Zaman: 0.0288

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca