BIR ZAR ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Isim
eine Membran
bir zar
membran

Bir zar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Örneğin; bir zar.
So zum Beispiel der Zar.
Örnek: Bir zar atılıyor.
Beispiel: Ein Würfel wird geworfen.
Bu hak, burada bir zar.
Dies ist eine Membran hier.
Bir zar 1020 kez atılıyor.
Ein Würfel wird 1020 mal geworfen.
Pilli bir zar.
Ein elektrischer Würfel.
Combinations with other parts of speech
Bir zar ardı ardına üç kez atılıyor.
Ein Würfel wird dreimal hintereinander geworfen.
Belirleyici bir zar yok.
Man verlässt sich nicht auf Würfel.
İyi bir zar. Tek ihtiyacım olan bu.
Nur ein guter Wurf, das ist alles, was ich brauche.
Mesela bu hileli bir zar.
Das hier ist z.B. ein gezinkter Würfel.
Bildiğiniz üzere bir zarın altı adet yüzü vardır.
Wie du weißt, hat ein Würfel sechs Seiten.
Bir zar ve bir madeni para aynı anda atılıyor.
Ein Würfel und eine Münze werden gleichzeitig geworfen.
Her neyse… hangisi iyi bir zar numarasıysa.
Was'ne gute Zahl beim Würfeln ist.
Craps bir zar oyunundan başka bir şey değildir.
Craps ist nichts anderes als ein Würfelspiel.
Katılımcılara şöyle denildi:“ Bir zarı iki kez atacaksınız.
Die Aufgabe lautet:"Man wirft einen Würfel zweimal.
Şans( herhangi bir zar kombinasyonu)- tüm zarların toplamı.
Zufall(beliebige Würfelkombination)- Summe aller Würfel.
Dokunmana müsaade edemem. Bu hileli bir zar.
Ein gezinkter Würfel. Kann Ihnen nicht gestatten, ihn anzu- fassen.
İnsanlar bir zar gibidir, Evet, duydum.
Menschen sind wie Würfel. Ja, ich hab schon alles gehört.
Sic bo, üç zarla oynanan şansın popüler bir zar oyunu.
Sic bo, ein beliebtes asiatisches spiel mit drei würfeln.
Bir para ve bir zar aynı anda atılıyor.
Eine Münze und ein Würfel werden gleichzeitig geworfen.
İkiz sahibi 18 haftalık hamileysen, 18 haftalık iki fetüsü ayıran bir zar vardır.
Wenn Sie 18 Wochen schwanger mit Zwillingen sind, gibt es eine Membran, die Ihre beiden 18-wöchigen Föten trennt.
Örnek: On yüzlü bir zar 100 defa atılmıştır.
Beispiel: Ein idealer Würfel wird hundertmal geworfen.
Evinizin dış duvarları üzerinde uygulanmış ve daha sonra koruyucu bir zar ile kaplı olabilir.
Sie können auf die Außenwände Ihres Hauses eingesetzt werden und dann von einer schützenden Membran abgedeckt.
Bir para ve bir zar aynı anda atılıyor.
Ein Tetraeder und ein Würfel werden gleichzeitig geworfen.
Öyleyse bitişik zarların matematiği, yeni bir zar için ihtiyacımız olana çok benzerdir.
Daher ist die Mathematik für die angrenzenden Häute der für neue gebrauchten sehr ähnlich.
Üstünde çizilmiş bir zar vardı. Kilisenin para toplama kutusuna beş dolarlık banknot koymuştum.
Auf der waren Würfel gezeichnet. Ich hab eine $5-Note in einen Opferstock in der Kirche gesteckt.
Böylece ayırır DNA etrafında bir zar vardır. DNA ve kromatin ve her şeyi yapar.
Sie haben also eine Membran um die DNA, die teilt die DNA und das Chromatin und all das, was die DNA im inneren ausmacht.
Ve bir şey bu fikri bir zar ile çevrili ve şimdi bu yüzden belki, hücrenin protein seyahat bu gibi görünüyor.
Und die Idee, dass etwas von einer Membran umgeben ist, und nur in der Zelle herumwandert, Also sieht das Protein vielleicht so aus.
Benzer bir yaklaşım Video görüntüleme 19 tarafından bir zar ip gerginlik serbest bırakılması ölçüm için önerilmiştir.
Ein ähnlicher Ansatz wurde auf die Messung der Freisetzung von Spannungen in einer Membran Halteseil von Video-Imaging 19 vorgeschlagen worden.
Hayvan, izmir escortnin giysisini bir zar olarak algıladı ve doğal olarak ne yapacağını yaptı.
Das Tier spürte Shirelles Kleidung als eine Membran und tat, was es natürlich tun würde.
Pençelerin ayakları arasında bir zar bulunur- Newfoundlandın diğer tüm köpeklerden ayırt edici bir özelliği.
Zwischen den Zehen der Pfoten befindet sich eine Membran- eine Besonderheit des Neufundländers von allen anderen Hunden.
Sonuçlar: 715, Zaman: 0.0269

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca