BIRBIRLERINDEN ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• einander

Birbirlerinden Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Birbirlerinden nefret ederler.
Die beiden hassen sich.

Yetişkinler birbirlerinden hoşlanmazlar.
Erwachsene mögen-mögen einander nicht.

Birbirlerinden de nefret ediyorlar.
Sie hassen einander.

Ne diyorsun? Birbirlerinden hoşlanıyorlar.
Wovon redest du? Die mögen-mögen einander.

Birbirlerinden nefret ederler.- Olmaz.
Nein. Sie hassen einander.

Biz diğerlerinden ama birbirlerinden çalmak.
Wir bestehlen andere, aber nicht einander.

Sence birbirlerinden hoşlanıyorlar mı?
Denkst du, sie mögen sich?

Kadimler araştırmalarını birbirlerinden bile koruyorlardı.
Sogar voreinander. Die Antiker schützten Ihre Forschungsarbeiten.

Birbirlerinden ayıracak mıyız?
Sie verschlingen sich gegenseitig.

Bu adamlar gerçekten birbirlerinden hoşlanmıyorlar.
Diese Typen können einander nicht ausstehen.

Birbirlerinden nefret ediyorlar.- Hayır.
Nein. Sie hassen einander.

Anneler ve kızlar birbirlerinden sır saklamamalı tatlım.
Mütter und Töchter sollten einander vertrauen.

Birbirlerinden çok hoşlanıyorlar gibi.
Sie scheinen sich sehr zu mögen.

Onlar ayrılar ve birbirlerinden nefret ediyorlar, iyi!- Davis.
Gut. Sie sind geschieden und hassen einander.

Birbirlerinden nefret ettiklerini söylüyor.
Er sagt, sie hassten einander.

Onlar benim arkadaşlarım ve birbirlerinden Effy yüzünden nefret ediyorlar.
Und sie hassen einander wegen Effy.

Birbirlerinden nefret etmekle yetinirler, o kadar.
Sie hassen einander, das reicht.

Ve düsmanlarimizin bizden etlikleri kadar birbirlerinden nefret ettigini de.
Und unsere Feinde hassen einander fast so sehr wie uns.

Bence birbirlerinden gerçekten hoşlanıyorlar.
Sie mögen einander wohl echt.

Birbirlerinden nefret etttiklerini sanıyordum.
Die beiden hassen sich.- Nicht länger.

Sanırım birbirlerinden gerçekten hoşlanıyorlar.
Ich glaube, sie mögen sich wirklich.

Birbirlerinden nefret ediyorlardı. Çok fenaydı.
Es war der Horror. Sie hassten einander.

Şansıma, hâlâ birbirlerinden nefret ediyorlar ve bir daha konuşmayacaklar.
Glücklicherweise hassen sie sich noch immer… und werden nie wieder miteinander sprechen.

Birbirlerinden gerçekten nefret ediyorlardı.
Nun ja… Sie haben einander wirklich gehasst.

Böylece, birbirlerinden nefret etmeye zaman bulamayacaklar.
So haben sie vielleicht keine Zeit mehr, einander zu hassen.

Birbirlerinden nefret ettikleri için kadın burada.
Sie ist hier, weil sie einander hassen.

Pek çok büyük ve birbirlerinden farklı grupların kendi kültürleri, inanç yapıları ve dilleri bulunmaktadır.
Es gibt zahlreiche unterschiedliche Aboriginesgruppierungen, jede mit ihrer eigenen individuellen Kultur, Glaubensstruktur und Sprache.

Birbirlerinden nefret eden iki insandı onlar.
Zwischen zwei Männern, die einander hassten.

Birbirlerinden beslenirler. Hepsi bu mu?
Und das war's? Sie verschlingen sich gegenseitig.

Hem birbirlerinden hem de Dünyadan uzağa yollayacağız.
Weg voneinander und weg von der Erde.