Davaların Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Evet şu davaların.
Davaların ikisi de düşmüş.
Senin daha önemli davaların yok mu ki?
Davaların hepsini kaybetti.
Olabilir ama bu davaların üzerinde çalışmıyorlar.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Fiillerle kullanım
Isimlerle kullanım
Davaların açılması gerekmektedir.
Bu arada, senin çalışacak davaların vardır.
Davaların sayısına bakılacak olursa.
Akademide senin davaların üzerinde çalışırdık. Biz.
Davaların ve devam eden soruşturmaların tümü tek bir kıtadan, o da Afrika.
Ama buna benzer davaların çözümü çok ama çok zordur.
Davaların açılışından beri insanlığa karşı işlenmiş suçlardan bin kişi mahkûm oldu.
Uyuşturucu kaçakçılığı davaların San Diegoda başlıyor.
Bizim davaların çoğuna o bakmıştı. Evet.
Adanada özellikle son yıllarda işveren ve işçi arasındaki davaların sayısı tırmanmıştır.
Evet. Bizim davaların çoğuna o bakmıştı.
Bu davaların iki ortak noktası var.
Bay Mayhew sizden umutsuz davaların şampiyonu olarak bahsetmişti.
Si davaların en kanlı günüydü.
Öğretim, moda ve yaşam tarzı şirketleri ile ilgili davaların ve gerçek meselelerin bir kombinasyonunu içerir…[-].
Bu davaların neredeyse tamamı kazanıldı.
Bay Mayhew sizden umutsuz davaların şampiyonu olarak bahsetmişti. Gerçekten çok yazık.
Hangi davaların açılıp açılmayacağına sen karar veriyorsun.
Basit sözlerle erteleme, davaların“ daha sonra için” sürekli ertelenmesidir.
Ve davaların sayısının artmasından dolayı hükümet… Süper kahraman Büyük kamuoyu baskısı altında.
Amerikalı yetkililer o davaların üzerinden Erdoğanla pazarlık ettiklerini açıklıyorlar.
Bu davaların ortak hiçbir yanı yok, ancak aynı şeyi söylüyorlar.
Danganronpa serisindeki davaların birçoğu el değmemiş hilelerle doludur ve nadiren açık kesimdir.
Senin davaların da neredeyse bu kadar lezzetli.
Büyük kamuoyu baskısı altında ve davaların sayısının artmasından dolayı hükümet Süper kahraman Yer Değiştirme Programını başlattı.