DAVET ETMEK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• einladen
• Einladung
• einzuladen
• einlädt

Davet etmek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Anlamı: Davet etmek.
Ich meine, einzuladen.

Davet etmek açıklamaktır.
Einladung zu erläutern ist.

Bir erkeği eve davet etmek.
Jemanden nach Hause einzuladen.

Onu davet etmek zorundayım.
Ich muss ihn einladen.

Benim vazifem, sizleri davet etmek.
Es liegt an dir, sie einzuladen.

Seni davet etmek istedim.
Ich wollte dich einladen.

Dr. Coxu öğle yemeğine davet etmek.
Dr. Cox zum Mittagessen einladen.

Annem seni davet etmek istiyor.
Meine Mama will dich einladen.

II. Bölüm: İyi Enerjilere Davet Etmek.
Teil II: Einladung in gute Energien.

Onu davet etmek zorunda değilsin.
Du musst ihn nicht einladen.

Elbette Scottı davet etmek istiyorum.
Natürlich wollte ich Scott einladen.

Sizi sadakat programlarımıza katılmaya davet etmek.
Einladung an Sie, an unseren Treueprogrammen teilzunehmen.

Meganı dansa davet etmek istiyorum.
Ich will Megan zum Tanz einladen.

Janet ve ben, seni Şükran Günü yemeğine davet etmek istiyoruz.
Janet und ich wollen dich zum Thanksgiving-Essen einladen.

Seni seyahate davet etmek istiyorum.
Ich wollte dich auf eine Reise einladen.

Benim için büyük bir onur. Sizi küçük vahama davet etmek.
Es wäre mir wirklich eine große Ehre, Sie in meine bescheidene Oase einzuladen.

Onu akşam yemeğine davet etmek istiyorum.
Ich möchte ihn zum Essen einladen.

Beni saraya davet etmek çok nazik Kraliçe Elizabeth.
Wie gütig, mich an den Hof einzuladen.

Sadece seni tiyatroya davet etmek istedim.
Ich wollte dich nur ins Theater einladen.

Fakat seni onu davet etmek zorunda bırakacaktır.
Aber sie wird nicht davon abrücken ihn einzuladen.

Seni Şükran Günü yemeğine davet etmek istedim.
Ich wollte dich zum Thanksgiving-Essen einladen.

Seni bu amaçla davet etmek Pollynin fikriydi.
Es war Pollys Idee, dich einzuladen.

Neyse seni ve Jocelyni bu haftasonu yemeğe davet etmek istiyorum.
Ich wollte Sie und Jocelyn zu mir zum Abendessen einladen.

Eve arkadaş davet etmek ise imkansız.
Kommilitonen nach Hause einzuladen ist undenkbar.

Yemeğe geliyor, seni de davet etmek istedim.
Sie kommt zum Essen, und ich wollte dich auch einladen.

Yabancıları davet etmek isteyen şirket ile ilgili bilgiler;
Vom Brief des Unternehmens, das den Ausländer einlädt;

Seni bu akşam yemeğe davet etmek istiyoruz.
Wir wollen dich heute Abend zum Essen einladen.

Onu bir ziyafete davet etmek, bu benim ikinci evliliğim mi?
Ihn zu einem Fest einzuladen, ist das meine zweite Ehe?

Sizi yeni canlı aile şovumuza davet etmek istiyorum.
Ich wollte Sie zu unserer neuen Liveshow für Familien einladen.

Seni bu amaç için davet etmek Pollynin fikriydi.
Es war Pollys Idee, dich einzuladen.