Derimin Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Lanet derimin altına işlemiş.
İnsanlar bana bakıyor ve sadece derimin rengini görüyor.
Und nur die Farbe meiner Haut sehen.Derimin altındaki küçük bir nokta!
Der winzige Punkt unter der Haut!Parmaklarımı, derimin altındaki damarları?
Meine Finger, die Adern unter der Haut?Derimin altında, hamam böceği gibi.
Wie eine Kakerlake unter der Haut.Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
deri ceket
deri altına
deri döküntüsü
insan derisininderi hücreleri
kuru kafa derisideri hastalıkları
Daha
Fiillerle kullanım
Isimlerle kullanım
Paçavralar bayrağımız benim derimin rengi, senin derinin rengi.
Unser Flittergold als Flagge Die Farbe meiner Haut gegen die deiner Derimin rengi bir suç değil!
Meine dunklere Haut ist doch kein Verbrechen!Onları derimin altında hissedebiliyorum.
Ich kann sie unter der Haut spüren.Derimin altında karıncalar varmış gibi hissederim.
Das fühlt sich an wie Ameisen unter der Haut.Pençeler derimin altına giriyor ve etlerimi parçalıyor.
Die Krallen gehen unter die Haut und bewegen sich nach oben.Derimin altına bir NFC çip yerleştirdim, benzincide kartımı okutmadan para ödeyebiliyorum.
Damit ich zahlen kann, ohne dass die Karte auf den Reader muss. Ich hab mir so'n NFC-Chip unter die Haut implantiert.Onu derimin altında hissedebiliyorum Jace.
Ich spüre es unter der Haut, Jace.Derisinin altına silikon enjekte edeceğim.
Es injiziert eine Silikonlösung unter die Haut.Deriyi görüyor musun OMalley?
Sehen sie die Haut, O'malley?Durmadan derileri kavurur.
Es versengt die Haut.Öyleyse acele edip derileri çok çabuk kullanmak zorunda.
Also muss er die Haut sehr schnell ernten und gerben.Ve o cesedin derisinden bir parça koparılmamış mıydı?
Hat bei der Jane Doe nicht ein Stück Haut gefehlt?Derini kıyafet olarak giymek istiyor.
Er möchte deine Haut als Ganzkörperanzug tragen.Derini kaybetmenin sebebi bu.
Deswegen haben Sie Ihre Haut verloren.Kurbanın derisi yarı saydam.
Die Haut des Opfers ist durchscheinend.Tırnaklarının altında deri ve kan var. Başka?
Was noch? Sie hat Haut und Blut unter den Nägeln?Bu deri ve saç.
Das sind Haut und Haare.Kurbanın derisine bastırınca latent bir morarma oluşmuş.
Sie hinterließ einen Blutabdruck auf der Haut des Opfers.Derisinin içine doğru kanıyor.
Sie blutet in die Haut.Şey, derisinin rengi biraz açık renk, o kadar değil mi?
Es hat bleiche Haut, nicht wahr?Çoğunlukla deri ve kemik.
Das sind hauptsächlich Haut und Knochen.Bu, babamın derisinin tekrar 40 görünmesini sağlar… Olamaz!
Nein! Das lässt Dads Haut wieder wie 40 wirken!Deri, iplikler, neşterler.
Haut, Faden, Skalpelle.Gerçek derisi bile değil.
Das ist nicht mal richtige Haut.Biraz derisinden aldım!
Ich hab da etwas Haut.
