DIKTATÖRLÜĞÜNE ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Diktatörlüğüne Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
AKP diktatörlüğüne.
Diktatur der AKP.
Bir Üçüncü Dünya diktatörlüğüne yakışır.
Einer Diktatur der Dritten Welt.
Diktatörlüğüne hizmet eder.
Diktatur zu dienen.
Hitlerin diktatörlüğüne giden.
Hitlers Weg zur Diktatur.
Diktatörlüğüne cömertçe yardım.
Durchgehend ihre Unterstützung für diktatorische.
Combinations with other parts of speech
Mali sermayenin diktatörlüğüne son!
Stoppt die Diktatur des Kapitals!
Maduro‘ nun diktatörlüğüne kesin bir biçimde son vermenin artık vakti gelmiştir.
Und die Zeit ist gekommen, Maduros Diktatur ein für alle Mal zu beenden.".
Geleneksel Kültür ÇKPnin Diktatörlüğüne Bir Engeldir.
Die traditionelle Kultur ist ein Hindernis für die Diktatur der KPC.
Franko diktatörlüğüne karşıydı.
Widerstand gegen die Diktatur Francos.
Dominik Cumhuriyetinde Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşısında.
Aktiven Widerstandes gegen den Diktator Trujillo in der dominikanischen Republik vom.
Mutluluk Diktatörlüğüne Son Verin.
Das Ende der Diktatur des Glücks.
Nereye gidildiğine karar veren bir ya da iki kişinin diktatörlüğüne ihtiyaç var.
Sie braucht eine Diktatur mit ein oder zwei Leuten, die bestimmen wo es langgeht.
Bonapartist diktatörlüğüne yol açar.
Bonapartistische Diktatur erhob.
Yaşasın Tunus, Cezayir veFas halklarının sermayenin diktatörlüğüne karşı mücadelesi!
Es lebe der Kampf der Völker Tunesiens,Algeriens und Marokkos gegen die Diktatur des Kapitals!
Bu şartlar Ubico diktatörlüğüne 13 yıl ömür sağladı.
Es folgten 13 Jahre mörderischer Diktatur.
Proletarya Diktatörlüğü şimdilerde yerini Halkın Demokratik Diktatörlüğüne bırakmıştır.
Die Diktatur des Proletariats ist jetzt der“Demokratischen Diktatur des Volks” gewichen.
Bu, çoğunluğun diktatörlüğüne yol açmaz mı?
Ist das nicht bereits eine Diktatur der Mehrheit?
Bu ülkelerde programın temel siyasal talebi, doğrudan doğruya proletarya diktatörlüğüne geçilmesidir.
In diesen Ländern ist die politische Hauptforderung des Programms der unmittelbare Übergang zur Diktatur des Proletariats.
BİR tarafında Esad diktatörlüğüne karşı bir ayaklanma var.
Neten Aufstand gegen die Diktatur Diems beschließt.
Sınıfların birbirleriyle yaptıkları çatışmalar içinde, finans kapitalin diktatörlüğü yerini devrimci Proletarya diktatörlüğüne bırakmıştır.
Der große Zusammenstoß der Klassen setzt an die Stelle der Diktatur des Finanzkapitals die Diktatur des revolutionären Proletariats.
Yunanistanda albayların diktatörlüğüne karşı, Fransada bile sahte evraklar hazırladı.
Und gegen die Diktatur der Obersten in Griechenland. Sogar in Frankreich.
Böylelikle iktidar bürokrasinin eline geçti ve proletarya diktatörlüğü,bürokrasinin diktatörlüğüne dönüştü.
So zentralisierte sich die Macht in den Händen der Bürokratie,die die Diktatur des Proletariats in die Diktatur der Bürokratie verwandelte.
Her durumda biz,“ İşçi Hükümeti” ni proletarya diktatörlüğüne doğru bir aşama olarak görürüz.
Wir fassen„Arbeiterregierung“ jedenfalls als eine Etappe zur Diktatur des Proletariats auf.
Önce içerdeki Somoza diktatörlüğüne karşı, ardından da ABDnin örgütlediği Kontralara karşı savaşıldı.
Zuerst gegen den Diktator Somoza und dann gegen die von den USA finanzierten Contras.
Babam, İspanyada ki Francoya karşı muhalifler için Portekizdeki Salazar karşıtı muhalifler için Yunanistanda albayların diktatörlüğüne karşı, Fransada bile sahte evraklar hazırladı.
Mein Vater machte die falschen Papiere für die Dissidenten von Franco in Spanien. Auch gegen Salazar in Portugal. Und gegen die Diktatur der Obersten in Griechenland. Sogar in Frankreich.
Berlin de oturan hiçbir parti tekellerin bu diktatörlüğüne karşı çıkmamakta ve bütün hükümetler bunlara hizmet etmektedir.
Keine der Berliner Parteien legt sich mit dieser Diktatur der Monopole an und die Regierung führt deren Geschäfte.
Babam, İspanya da ki Franco yakarşı muhalifler için Portekiz deki Salazar karşıtı muhalifler için Yunanistan da albayların diktatörlüğüne karşı, Fransa da bile sahte evraklar hazırladı.
Mein Vater machte diefalschen Papiere für die Dissidenten von Franco in Spanien. Auch gegen Salazar in Portugal. Und gegen die Diktatur der Obersten in Griechenland. Sogar in Frankreich.
Devrimci sendikalistler ve IWW,burjuvazinin diktatörlüğüne karşı savaşmaya can atmaktadırlar, ancak bunu nasıl yapacaklarını bilmiyorlar.
Die revolutionaren Syndikalisten undIndustrialisten wollen gegen die Diktatur der Bourgeoisie kampfen, wissen aber nicht wie.
Hakkında konuşulmayan şey ise, rekabete dayalı ekonominin stratejik yozlaşmaya, serveti koruyan güce sosyal katmanlaşmaya, teknolojide duraklamaya, işçilerin haklarının yenmesine vehükümetin zenginler elitler için olan diktatörlüğüne nasıl hizmet ettiğidir. yozlaşma kelimesi genelde ahlaki bozulma olarak tanımlanır.
Worüber allerdings nicht gesprochen wird ist, wie eine wettbewerbsorientierte Wirtschaft unausweichlich zu strategischer Korruption, Macht und Wohlstandsballung führt. Gesellschaftliche Schichtung, technologischer Stillstand, Arbeitsmissbrauch undletztendlich zu einer versteckten Form von Regierungsdiktatur der reichen Elite führt. Das Wort"Korruption" wird oft als"moralische Perversion" definiert.
Ama hepimizin debildiği gibi bu proletarya diktatörlüğüne saldırmak için bir bahaneydi.
Aber wie wir alle wissen, war das nur ein Vorwand,um die Diktatur des Proletariats zu bekämpfen.
Sonuçlar: 49, Zaman: 0.0255

Farklı Dillerde Diktatörlüğüne

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca