DINLEMIŞ ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Fiil
hörte
duymak
dinlemek
dinleyin
duyabiliyorum
duyar
kulak
haber
bak
duyuyor musun
bakın
hört
duymak
dinlemek
dinleyin
duyabiliyorum
duyar
kulak
haber
bak
duyuyor musun
bakın
hören
duymak
dinlemek
dinleyin
duyabiliyorum
duyar
kulak
haber
bak
duyuyor musun
bakın

Dinlemiş Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Yargıç dinlemiş.
Der Richter hört.
Birinin dinlemiş olmasına sevindim.
Freut mich, dass einer zugehört hat.
NSA onları bile dinlemiş!
NSA hört auch mit!
Birinin dinlemiş olduğunu görmek sevindirici.
Ich bin froh, dass jemand zugehört hat.
Yıl onu dinlemiş.
Seit 50 Jahren hört er sie.
Alman istihbaratı dostlarını dinlemiş.
Deutscher Geheimdienst hörte unter Freunden ab.
Birisinin, konuşmalarını dinlemiş olması mümkün müdür?
Könnte jemand seine Anrufe überwacht haben?
NSA, Fransız Ekonomi Bakanlarını da Dinlemiş.
NSA hörte auch französische Wirtschaft ab.
Belki birazcık bile dinlemiş olsaydın, gelişebilirdin.
Wenn du zuhören würdest, wärst du besser.
NSA Japonları da dinlemiş.
NSA hört auch Briten ab.
Beni dinlemiş olsaydın başına bunlar gelmezdi.
Wenn du auf mich gehört hättest, wäre dir das nicht passiert.
Günlerce onu dinlemiş.
Seit Tagen hörte er sie.
Baştan Tonyyi dinlemiş olsaydın bu durumda kalmazdın.
Du wärst nicht in dieser Lage, wenn du auf Tony gehört hättest.
NSA Alman bakanları da dinlemiş.
NSA hört auch Briten ab.
Beni dinlemiş olsaydın kendimi asla affetmezdim. Bak.
Wenn du auf mich gehört hättest, würde ich mir das nie verzeihen.
ABD, Almanları sürekli dinlemiş.
USA hören Deutsche weiter ab.
Kahinler dinlemiş olsaydı muhtemelen çok şaşırırlardı.
Wenn die Propheten zugehört haben, sind sie sicher sehr verwirrt.
NSA, Gerhard Schröderi de dinlemiş.
NSA hörte auch Gerhard Schröder ab.
Çünkü onu dinlemiş olsaydık, Sybil hala hayatta olabilirdi.
Wenn wir auf ihn gehört hätten, könnte Sybil noch am Leben sein.
Haydon haberleri kulüpte mi dinlemiş?
Haydon hörte die Nachricht in seinem Club?
Eğer annemi dinlemiş olsaydım, bunların hiçbiri olmayacaktı.
Das alles wäre nicht passiert, wenn ich auf meine Mom gehört hätte.
Sizi dinleyen, beni dinlemiş olur.
Wer auf euch hört, hört[auch] auf mich.
Eğer annemi dinlemiş olsaydım, bunların hiçbiri olmayacaktı.
Und keines von beidem wäre passiert, wenn ich auf meine Mutter gehört hätte.
Ve görünen o ki, Selenskiy Trumpın öğütlerini dinlemiş değil.
Und es sieht auch so aus, als hörte Selenskyj nicht auf Trumps Rat.
Eğer gençken beni dinlemiş olsaydın Ölüm Mavnasında olmayacaktık.
Wenn du auf mich gehört hättest, wären wir nicht auf der Barke der Toten.
Belki bu haberi gazetelerde okumuş ya da haberlerde dinlemiş olabilirsiniz.
Das hätte man auch in den Zeitungen lesen können oder den Nachrichten hören können.
Ama eğer beni dinlemiş olsaydın başımıza bunlar gelmezdi.
Aber wenn du einfach auf mich gehört hättest, wären wir jetzt nicht in dieser Situation.
Görünüşe göre Kral Hıristiyanı dinlemiş ve vaftiz olmayı kabul etmiş.
Und zustimmte, sich konvertieren zu lassen. Es scheint, als ob dieser König dem Christen zuhörte.
Eğer Yahudiler İsayı dinlemiş olsalardı başın bu kadar derde girmezdi.
Wenn die Juden auf Jesus gehört hätten, hättet ihr nicht dieses Elend erlebt.
Ama şunu söyleyeyim eğer Howard beni dinlemiş… olsaydı ben hâlâ radyoda olabilirdim.
Wäre ich beim Radio immer noch ganz oben. Aber ich sage Ihnen, wenn Howard auf mich gehört hätte.
Sonuçlar: 81, Zaman: 0.0229

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca