DISKETLERI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• Disketten

Disketleri Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Disketleri ver yeter!
Gib ihm die Disketten!

Hadi ver şu disketleri.
Geben Sie mir die Disketten.

Disketleri ver yeter.
Gib ihm einfach die Disketten.

Ver şu disketleri, Walsh.
Gib ihm die Disketten, Walsh.

Disketleri ve o defterleri istiyorum.
Ich will die Disketten und die Bücher.

Topher Lomaxın disketleri istemesiyle bağlantılı.
Topher Lomax wollte die Disketten haben.

Siz onları vuracaksınız, tamam mı? Anladınız mı? Ben disketleri alacağım.
Ich kriege die Disketten, ihr macht sie fertig.

Ben disketleri alıyorum, siz onları alıyorsunuz, tamam?
Ich kriege die Disketten, ihr macht sie fertig?

Geri geleceğinden emin değildim, ben de disketleri değiştirdim.
Ich vertauschte die Disketten, für den fall daß du nicht zurückkämst.

Ben disketleri alıyorum, siz onları alıyorsunuz, tamam?
Ich nehme die Disketten, und ihr legt sie um. Klar?

Farrow kaçmış. Ailemi öldüren her kimse, bu disketleri de çaldı.
Farrow ist entkommen. Wer meine Familie umbrachte, stahl auch die Disketten.

Ben disketleri alacağım, siz onları vuracaksınız, tamam mı?
Ich kriege die Disketten, ihr macht sie fertig?

Kurulum işlemi sırasında disketleri doğru sırayla kullanmanız gerekir.
Während des Installationsvorgangs müssen Sie die Festplatten in der richtigen Reihenfolge verwenden.

Onu disketleri almaya ikna edemezsen bunların hiçbiri bir şey ifade etmez.
Alles ist hinfällig, wenn er die Disketten nicht nimmt.

Linux; un hem DOS hem de ext2 biçimli disketleri okuması için disket sürücüyü nasıl bağlayabilirim?
Wie überzeuge ich& Linux; davon, Disketten zu mounten, die entweder für DOS oder mit ext2 formatiert wurden?

Ben disketleri Walshdan alır almaz… siz hemen Walshu ve Dukeü yakalayacaksınız.
So wie ich die Disketten kriege, schnappt ihr euch Walsh und den Duke.

Ve bu sayede daha verimli olduk çünkü disketleri değiştirmemiz gerekmiyordu; birbirimizin verilerine ulaşabiliyorduk.
Und das steigerte unsere Produktivität, da wir keine Disketten austauschen mussten; so waren wir öfters auf dem neusten Stand.

Ben disketleri Walshdan alır almaz siz hemen Walshu ve Dukeü yakalayacaksınız.
Sobald ich die Disketten von Walsh habe, legt ihr Walsh um und den Duke.

Los Angelesa döndükten sonra değiş tokuşu gerçekleştirmem gerekiyordu. Çaldığım disketleri CIAnin kopya çıkartması için Vaughna verdim.
Wieder zurück in Los Angeles mache ich eine öffentliche Übergabe und gebe Vaughn die Disketten, damit die CIA Kopien machen kann.

Marcus. Mace disketleri Abinin evine bıraktığını söyledim.
Marcus… Ich sagte Mac, dass du die Disketten bei Abi vergessen hattest.

Walshtan disketleri aldığım anda, siz Walshu ve Dükü vuracaksınız.
So wie ich die Disketten kriege, schnappt ihr euch Walsh und den Duke.

Bu arada Sofia… Bu disketleri soran veya Bay Jacquestan bahseden olursa bunlardan hiç haberin yokmuş gibi davran.
Übrigens, Sofia, sollte dich mal jemand nach Floppy-Disk fragen oder nach Mr. Jaque, dann tu so, als wüsstest du von nichts.

Gerçek disketler orada değil.
Es gibt keine echten Disketten.

Disketlere erişmek için gerekli sürücümüz var… ama hepsi şifreli.
Wir haben ein Laufwerk für die Disketten, aber sie sind verschlüsselt.

Ailem iki disket yüzünden öldü.
Meine Familie wurde wegen zweier Disketten.

Bu disketlerde ne vardı?
Die Disketten… Was ist da drauf?

Elinde iki disket vardı. Evet, ve o.
Er hatte zwei Disketten.

Adios. Gerçek disketler orada değil. Pekala?
Adios. Also es gibt keine echten Disketten?

Gerçek disketler orada değil. Pekala. Adios?
Adios. Also es gibt keine echten Disketten?

Pekala. Gerçek disketler orada değil. Adios?
Adios. Also es gibt keine echten Disketten?